Osman Baş Şiirleri - Şair Osman Baş

Osman Baş

Akşamların kendisini kaybettiği saatler vardır. Bir türlü kendine gelmediği… Adını bir türlü koyamazsınız. Tadını alamaz, ne yaptığını, yapmaya çalıştığını anlayamazsınız.
Sadece teslimiyet vardır. Ötesini düşünmek bile istemediğiniz sessizliğe, serinliğe, titreyişe, sadece nefesinizi hissettiğiniz dakikaların akıntısına kapılmanın dalgınlığında akşama teslim olduğunuz saatler.
Sınırsız, hesapsız, özgür, kendi nefesinde vurgun yemiş saatler.
Yaşadığım şehrin sokaklarına kar yağıyor. Vakit tam yönünü bahara çevirmişken, tam ısınmaya başlayacakken caddeler yavaş yavaş beyaz örtüyü kabulleniyor ve birkaç gün misafir etmek üzere güneşi bulutların ardına gönderiyor.
2007 yılının bahara aktığı günlerdeyiz… sanıyorum mart başı.
Dışarısı kar bana/ içerisi dar bana … denilen dakikaların dostu. Mahir Adıbeş’le msn’de sohbet ediyor ve Kümbet altında dergimiz detayları üzerinde bilgi alışverişi yapıyorum.

Devamını Oku
Osman Baş

(Yahya Akengin'e)
Gecemi gündüzümü dağa vermişim
Yosun tutmuş gürgenler dost bana
Sırtında odun taşıyan Fatma nineye
Bir dağ gülünü, bir de söz vermişim.

Devamını Oku
Osman Baş

Şimdi, yüreğim de ayağa kalksın
Bulutlar şimşekleri yola salsın
Titreşime tutulan eller yaslı
Ateşin korunu gözlerim alsın.

Bu gün şiir meclisi şah damarım

Devamını Oku
Osman Baş

(Yavuz Bülent Bakiler ve Elçin İsgenderzade'ye)
Gül bende
Güle gül bende...

Kış gitti, gün önümde,
Bahar kondu yüreğime...

Devamını Oku
Osman Baş

Dışarı çıkıyorum…
Nedenli nedensiz, bulunduğum mekan ve zamana aldırmadan, gökyüzü bulutlu, bulutsuz, güneşli güneşsiz takılmadan, gecemi gündüzüme karıp dışarı çıkıyorum.
Bilgisayar arama ve taramalarına nokta koyup, sohbet akışındaki derinliğin hecelerini kelime yapmadan, cümleleri bütünleştirip henüz metinleşmeden dışarı çıkıyorum.
Kim bilir dışarıda ne varsa, ne görünürse, ne eserse, önüme ne konursa, heybeme ne yüklenirse, üzerime ne yağarsa toplamak için dışarı çıkıyorum.
Caddeleri arşınlayan kaldırım mühendisleri gibi, mecburiyet (Tokat GOP Bulvarı) caddesinde tanıdık tanımadık, eş dost, meslektaş, esnaf, çaycı, mobilyacı, beyaz eşyacı, marketçi, resimci, kuyumcu kimi görürsem selam vermek, hal hatır sormak, gönül almak, dua etmek ve dahi dua almak için dışarı çıkıyorum.
Önümde arkamda, sağımda solumda ne varsa bakmak, görmek ve şiirleşerek bir çift göz ekseninde yüreğimi alıp, bir turna akışınca, bir keklik sekişiyle, bir şahin uçmaklığında, bir leylek kanatlanışı büyüsüyle heceleri dizeleştirmek ve uzattığı ne kadar ağırlığı varsa taşımak için dışarı çıkıyorum.

Devamını Oku
Osman Baş

Bakü’ye kar yağıyor...

Gün karla başlarken
Caddeler sulara teslim
Bulutlar toprakla vuslatta
Sahil alabildiğine serin

Devamını Oku
Osman Baş

BOZKIRIN YALNIZ ADAMI

Bir çiçek tuttu, yaşanmamış dünüm
Avuçlarıma bir top karanfil oturdu.
Sevginin enlem ve boylamı ortadayken
Karabağ yamaçlarında yangınlar oluştu,

Devamını Oku
Osman Baş

FİRUZAN...

Şimdi yüreğime karlar yağıyor
Dağ yangınları sönmüyor Firuzan
Gözlerimden kalbime gül akıyor
Kimseye sözüm geçmiyor Firuzan.

Devamını Oku
Osman Baş

(Osman Karaarslan'a)
Güneşin ilk ışıkları
Yeşilin, maviye aktığı yer...
Taze güne, taze konak dil olur,
İlk tanışma, kırklanınca yâr olur
Dost olur, gardaş olur Simav’da

Devamını Oku
Osman Baş

Uğur Kılıç'a
Yanarken tutuklanan bir sevdanın
Şirin’i arayan Ferhat gibisin.
Toz duman olmuş, tarumar saçların
Bir ok atışta deli tay gibisin.

Devamını Oku