Diyar-ı enbiya,
Diyar-ı evliya,
Miracın eşiği,
Isra’nın şahidi,
Sinesinde nice peygamberleri
Nice velileri barındıran şehir.
Bir varmış bir yokmuş.
Evvel zaman içinde kalbur saman içinde
Develer tellal iken pireler bakkal iken
Ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken…
Kaf Dağı´nın ardında denizleri, gölleri, nehirleri bol,
Dağları ovaları yemyeşil bir ülke varmış.
Gecenin sessizliği,
Ve dört duvar sır örtüsü.
Yalnızlığım bir tokattır,
Vurur yüzüme yüzüme.
Acıtır,
Örselenmiş yüreğimi.
Elbet fecr-i sadık doğacak,
Elbet ilk kıblem İslam’ın olacak yeniden.
Elbet Kudüs kavuşacak özgürlüğüne.
Bir asır evvel mecburiyetten çekilen
Muhammed Mustafa Sallallahü Aleyhi ve Sellem’in ordusu Başında heybetli, yiğit bir kumandanla
Elbet bir gün çıka gelecek yeniden.
(Sevgili eşim Filiz'e...)
Yalvardım can-ı gönülden Mevla’ya
Bir sevda düştü sol yanıma
Yeşerdi dal budak sardı
Filiz oldu kök saldı.
Ey Kudüs!
Nice nebiler yaşattın bağrında,
Şahit oldun bütün sırlarına.
Bir gece en sevgiliyi, Habibullah’ı,
Hazreti Muhammed Mustafa Sallallahü Aleyhi ve Sellem’i Misafir ettin ilk kıblemde.
Hayal penceremin perdesidir,
Usulca aralanan.
Sanma ayın şavkıdır,
Katran karası geceme vuran.
Yar! Leyli leyli…
Ölüm dediğin nedir gülüm?
Koşar adım yaklaşıyorum
Yaşam denen bu hengâmede
Cehennem dediğin nedir gülüm?
Zemheride cayır cayır yanar
Ne yapıyorsun diye sorma bana
‘’Hiç’’ deyince de sitem etme bana
Çıkamıyorum hayatın içinden
Dünya kocaman hiçtir inan bana
Harcı değildir her babayiğidin
Hüzün çiçekleri hep gece açar,
Sarar ruhumu sarmaş dolaş.
Zifiri gecemi aydınlatır yıldızlar,
Hasbihalim,
Hasbihalim Zuhal, Müşteri ve Zühre’yle,
Sırdaşım olur Yedi kandilli Süreyya…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!