Yeme, içme, sus
Düzene girsin us
İsteklerden özveri
Disiplin düzeni
Kendini dinle
Özüne kalbinle
Hayatta ben en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Devamını Oku
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Paylaşım için teşekkürler Sayın Hocam.
Tebrikler
her zaman gereken şey..
sadece oruç da olmasın..
güzeldi..
Yüreğinize sağlık
kutlarım üstadı. saygılar...
Allah insanların ne orucuna ne namazına ne zekatına ne de haccına muhtaçtır. tüm ibadetler insanın kendisi içindir. oruc diğer ibadetlerden farklıdır. kimin oruclu kimin değil olduğunu sadece Allah bilir. oruc sayesinde katı yürekler yumuşar yoksula yardım eli uzanır. insan sadece oructutmakla kalmayacak, fakirlerin yoksulların kapısını çalacak onlara bir tas sıcak çorba ya da erzak götürerek, fitre zekatlarını vererek islamın yardımlaşma ve dayanışma ruhunu uygulamaya koyacaktır.kazanımlarına gelince değerli şairin de belirttiği gibi nefs terbiye edilmiş olacak iyi bir insan olma yolunda mesafe kat edilmiş olacaktır. şayet öyle olmazsa insan bir ay boyunca boşuna aç ve susuz kalmış olur. kutlarım üstad...
İçinde bulunulan ayın manevi duygularını temel alan bir şiir okudum.Orucun varlık nedeniyle ilintili saptamalar özgün olmasına karşın nesnelle örtüşmekteydi.
Kutluyorum.
Erdemle.
Çok güzel bir çalışma olmuş,yüreğinize,kaleminize sağlık hocam,hayırlı ramazanlar.
Evvela Ramazan-ı Şerifiniz mubarek olsun
Tebrik ve teşekkürler.. BAKINIZ:
Ramazan-ı Şerifteki oruç, hakikî ve hâlis,
azametli ve umumî bir şükrün anahtarıdır.
Çünkü, sair vakitlerde mecburiyet tahtında
olmayan insanların çoğu, hakikî açlık
hissetmedikleri zaman, çok nimetlerin
kıymetini derk edemiyor. Kuru bir parça
ekmek, tok olan adamlara, hususan zengin
olsa, ondaki derece-i nimet anlaşılmıyor.
Halbuki, iftar vaktinde, o kuru ekmek, bir
mü’minin nazarında çok kıymettar bir nimet-i
İlâhiye olduğuna kuvve-i zâikası şehadet eder.
Padişahtan tâ en fukaraya kadar herkes,
Ramazan-ı Şerifte o nimetlerin kıymetlerini
anlamakla bir şükr-ü mânevîye mazhar olur.
Hem gündüzdeki yemekten memnûiyeti
cihetiyle, 'O nimetler benim mülküm değil.
Ben bunların tenâvülünde hür değilim. Demek
başkasının malıdır ve in’âmıdır; Onun emrini
bekliyorum' diye, nimeti nimet bilir, bir şükr-ü
mânevî eder.
İşte, bu suretle oruç çok cihetlerle hakikî
vazife-i insaniye olan şükrün anahtarı hükmüne
geçer. DENİLMİŞTİR.
Saygıyla selam ve dua eder dualarınız beklerim.
Bedri Tahir Adaklı
eğitim için inanarak oruç
kutlarım
namık cem
Yüreğinize kaleminize sağlık üstadım hayırlı ramazanlar...
Bu şiir ile ilgili 12 tane yorum bulunmakta