AŞK ŞARABA BENZER
Kim bilir insanı
aşkın dilsiz bırakmasını
karanlık kuyuda tutsaklık kadar
umarsız, olanaksız!
Yılların yıkılıp yıkılıp gitmesini
sürüne sürüne biterken ömür
ve aklın budalaca boyun eğmesini
kurulu düzene sövgüsüz kavgasız!
Aşk şaraba benzer
Esriltir, delirtir, mecnun eder
esir eder kendi yüreğinde seveni
, Yaşansa zıddına dönüşür,
yaşanmasa süründürür, öldürür....
Ağustos 2013
Bangkok
KORKULUK
Kollarımı
salıncak yaptım
gül bebeklerce
nennilemek için
sevdamın kızıl gelinciğini,
Örselenmesin diye düşleri
Uyumasın diye bir daha
o eski kara korkuluk altında
kargalara gagalatarak yüreğini…
Mayıs2013
Melbourne
ÇARESİZ
Bir buzlu cam donukluğunda
bakıyor gözbebeklerime,
Bakıyor hedefsiz
buğulu boş gözlerle.
Suskun, kırık, kederli,
Renksiz ve şekilsiz
ve mekansız
bir taş gibi!
Küçülüyor koca hantal bedeni,
Çöküyor tepesine gökkubbe,
Daralıyor nefesi!
Boynunu büküyor
Dökülüyor kolları iki yana,
Kara bir uçurumda çırpınan
yaralı bir kuş gibi!
Şubat 2004
Melbourne
SEVDİN Mİ
Sevdin mi delice seveceksin
Destursuz, kuralsız, nedensiz
Ne talime sığacak eylemin ne töreye
Asla düşlemeyeceksin gülü dikensiz
Sevince gümbür gümbür ötecek yürek
Çılgın ateş danslarında sekeceksin
Su gibi duru, güneş kadar çıplak
Karakışın ayazında çiçekleneceksin
3/ 3/ 13
Melton
TOROS KARTALI
Ben serçe yürekli
bir tedirginlik girdabında
dönsem de sürekli,
Benim sevdalım
Torosun kartalıdır kızıl pençeli...
Kanat vurur her zaman maviliklerde,
Gökte yıldızlarla kolkoladır
güneşler yanıp söner gözlerinde
yıldırımlı aşklar dalgalandırır yüreğini
ve bir dişi aslanıdır kavganın
yoktur cengaver onun üstüne...
16/12/2014
Melbourne
ANLATAMAM
Anlatamam derdim artık o yare
Od düştü yüreğim göğünmektedir
Gönlümün sultanı gitti ne çare
Sinem acılarla döğünmektedir
Ağladım sızladım olmadı derman
İçerimde bir yer kanıyor yaman
Sevdasız ömre kesilmiş ferman
Akıl dar dibine sığınmaktadır
19/9/2014
Melbourne
GÜNAYDIN GİBİ
Hadi öpücüklerimle uyan
gül açsın üreten ellerinden,
Açıver güneş gibi ahu gözlerini
yaşam kavgamıza yeniden...
Gönlüne güzellikler dolsun
başlasın mahşeri sevdası
önümüzdeki günlerin,
Işık olup fırlasın birer birer
bütün güzellikler gözlerinden...
14/4/2015
Melbourne
GÜNEŞ YÜZLÜ KADIN
Ağlardım çığlık fırtınalarında
yüreğime saplı paslı bir hançer
yapayalnız kucağında kör karanlığın
ışık olup gözlerime güldürdün beni...
Bedenim paramparça kan içinde
kalmayıp tutunacak bir dal umut
gönlüm gömülmüşken dipsiz kuyulara
tutup yüreğimden kaldırdın beni....
Yitikti tüm duyguların anahtarları
azgın sular gibi çırpınan ruhumda
çekip aldın yaşama geri ölüm elinden
utandırdın yüz kızartan suç gibi
bir mutlu söz ile öldürdün beni...
21/4/2015
Melbourne
BİR ONULMAZ YARA
Gittin,
Hangi ellerdesin şimdi
ve kimler koklar güllerini
bilemem...
Gittin,
Kalbim kanayıp durdu ardından
ağu yaştır gözlerimden içime akan
silemem...
Gittin,
Toz bulutları kaldırarak yollarda
Ve kahır katarları bırakıp dünyama
gülemem...
Gittin,
Dönmekle onulmaz bu kanlı yara
kendi olmasa da gölgesi düşer anılara
dönemem...
15 Eylül’09
Melbourne
AĞIT KATARLARI
Kanar gün her batışta
bırakıp giderken gerilerde
birbir, iyi kötü yaşanmışlıkları,
Getirmez o anı bir daha geri
yaşam bitse, gün kararsa, keşkeler
Bir çirkinlik mezar kazar
bütün güzelliklere
Sen gidersin öfke lokomotifiyle
dizilir ardına ağıt katarları...
2 Mayıs '15
Melbourne
SİS İÇİNDE
YİTTİ DÜŞLER
Yitip gitti düşler
külrengi sisler içinde,
Kayboldu güneşin ötesinde
kızıl gülün sureti...
Yürekte saplı
paslı bir hançerdir
geriye kalan günler
işler durur derinlerde
kanar için için yarin hasreti...
15/7/2015
Melbourne
SEVDANIN SON AKŞAMI
Bir bilsen nar çiçeğim
aşkın ateşiyle milyonlarca sene
volkanik dağlar gibi yanıp yanıp söndüm,
Demir atmıştı ömrüme gece
gözlerinden bir kıvılcım alırım diye
karanlıkta pervaneler gibi döndüm...
20/7/2015
Melbourne
OLANAKSIZ OLAN
Bir hastalık bu benimki
ve anlaman olanaksız olan senin,
Ölümden kaçmaktır her zaman
her yerde tek düşünce
ve sevdalanmak her an her yerde
önünde ölmeye senin
ibret-i alem için...
31/7/2015
Melbourne
ATEŞİN BENİ YAKAR
Alemi ateşe versen yeniden
Buz keser içimi yüreğim donar
Cennete çevirsen bütün alemi
Gönlümün gülleri durmadan kanar
Senin hükmün ancak bana geçerli
Düşün dur sevgilim ileri-geri
Bülbül zar etmezse kızıl gülleri
Birgün dallarına kargalar konar
20/8/2015
Melbourne
GÜZELLİKLERE
YOR BEYNİNİ
Kalbini çıkarıp ser güneşe
maviliklere kucak aç,
Kalmasın gönlünde hiç
sıkıntı, keder ve kin…
Bulutlarca hafiflet bünyeni
karatmasın gözlerinin ufkunu
yüreğine vurulan kıskaç,
Güzelliklere yor beynini allı gülüm
ışıl ışıl baksın yaşama gözlerin…
17/5/2014
Melbourne
İKONALAR
Sizler ne kız gibi güzel tablolarsınız
Ve ne de lokum gibi tatlısınız.
Ürkmesin gözlerimden
yüzyıllar ötesinden
kuşaktan kuşağa aktararak
beyniniz ve yüreğinizde
medarı iftihar gibi taşıyarak
didişe didişe bugüne getirdiğiniz,
mezarlık kaçkını ananeleriniz..!
Korkmayın,
görünce ağzıma atmam sizi
ve bir kuş üzümü gibi
ham edip yutmam sizi.
Salıvermeyin sakın
antik hazinelerinizi
beyinlerinizden dışarıya.
Ama benim nazarı itibarımda
kırağı çalgını acı turplarsınız,
Ve vaktinde olgunlaşmamış
kekre harnıplarsınız.
- Ben hiç sevmem kabızlığı oysa-
Benim için dünyanızda
her şey yazı- yaban,
On altın yılımı yitirdim ben
kurtarmak için yakamı dünyanızdan.
Düşleri buruşuk
ve gönülleri karanlık
yeni çağ ikonaları;
Ananelerinizle
rahat ve huzur içinde olun,
Beni bir daha
asla
kapana
kıstıramayacaksınız!
Ve asla açılmayacak
bir kerecik de olsa
doyumsuz bir duyguya kollarınız..!
Mayıs 2004
Melbourne
ÖRSELENMİŞ
DUYGULAR
............
Ve bir gün
ayakların ucuna
bir yaprak düşer daldan,
Bir hicranlı kan damlar
yüz yıl sürmüş bir sevdadan,
Basıp yarasına geçersin
derinde kanayan duyguların,
Örselenir öfkende
gül tomurcukları
yürekte kararıp kalır ahın...
27/8/2016
İstanbul
BİNBOĞADA
GÜN BATIMI
-Ali Rıza'ya
Binboğalarda
güneş batıyor
aysız vadilerde
bir ölümcül yalnızlık..!
Işıksız köylerde
ekmeksiz evlerde
dara çeker insanı
ve yaşamın üstüne
ölüm gibi çöker karanlık..!
Büyür çaresizlikler gecede
Viranelerdir tek yaşam alanı
baykuşların egemenliğinde
ve gece
yaşamın yüreğini
toplumsal bir kıyım gibi
kanatır artık..!
24/10/2016
Melbourne
TANRIÇAMSIN
Öldür ama düşman görme
Sen her zaman tanrıçamsın
Aşkım inkarda direnme
Sen her zaman tanrıçamsın
Ben kendimi biliyorum
Senden yana ölüyorum
Mabedine geliyorum
Sen her zaman tanrıçamsın
11/8/2015
Melbourne
EN SONUNDA
Düşlerimi çektim dara
Yüreğimde kanar yara
Dert peşimde sıra sıra
Derman senin elindedir
Nice belalardan geçtim
Dudağından şarap içtim
En sonunda seni seçtim
Yaşam senin dilindedir
Silindi gönlümün yası
Bitti yürek kanaması
Başladı yaşamın hası
Huzur senin yolundadır
13/11/2016
Melbourne
YENİ YIL DİLEĞİ
Hep iyi dilekler diledik
yepyeni niyetletle bugüne kadar
her yeni yıl için içimizden,
Hiç birisi gerçekleşmedi
ve her yıl daha kötü geldi
bir öncekinden...
Bundan böyle
ne iyi niyetlerle
girilecek yeni yıllara eskisi gibi
ne de umut edilecek
güzellikler yeniden...
Seksenlik pipi gibi
kırışıp kuruyor herşey
ve gönül bahçemizde
buruşup soluyor bütün güller
günden güne
için çin
kendiliğinden...
Yoktur artık hayallerin
ve gelecek kaygun
uzun uzadıya yarınlar için
yok derdin, kederin,
Giden gitmiştir
gelene bir okkalı sövgüyle
hoş geldin...öfkeli, derin..!
5/10/2016
Melbourne
ELİNE DİLİNE
Elimde kanlı bir hançer
düşüncesiz
aptallıklar
yüzünden
sevgilinin sinesine saplanan..!
Dilimde zehir zemberek sözcükler
kan akıtan
dil kurutan
cinsinden
ve kurşun olup yürek kanatan..!
..................................
Kuruyun ellerim
lal olasın dilim
kan ağlıyor şu an
sizin yüzünüzden sevgilim..!
27/11/2016
Melbourne
ÇAPRAZ ATIŞ
Kuyu kazmakta durmadan
ihanet görünümlü bir safdillik
canevimin ortasında,
Aynı değil algısı hiç kimsenin
olaylar ve olgular karşısında...
Sözcüklerin anlamı
ve duyguların kapsamı
bir ve aynı değil
her dilde, her yürekte.
Ben dosta dönerim
bıçak sırtı nice yollardan
kanaya kanaya!
Kavgaya koşar kimileri
beyninde bilenmiş bir ustura
kendi duygularını doğraya doğraya..!
26/11/2016
Melbourne
BİTİŞ
Akmıyor artık su
kan kurudu damarda
oynamıyor gönülde rüzgar...
Hiç kalmamış ortalıkta
önü kesilmedik bir yol
gün kararıyor hızla
soluyor bütün umutlar....
28/11/2016
Melbourne
PARADOKS
Şimdi nasıl yazmalıyım seni
baharlı sevdalar içinde
karlı gecelerin buz seherine,
Arındırarak kavga gündemlerinden
beynini ve gül yanaklı yüreğini
debelenirken güzellikler
küflü etik mahşerlerinde...
Şimdi nasıl anlatayım kendimi
aptallıklar ortamında
düşsüz düşüncesiz
terkedip giden yolların ötesinden,
Bir gönül kanar uzak ellerde
ardımdan ilmik ilmik
dokuyarak acıları, ayrılıkları,
Doğar mı ki yeniden aşk bir daha
viraneye dönen yüreklerden...
10/12/2016
Melbourne
YAR DİZİ
Sensiz geçen bir gün bile
Yüzyıl kadar uzun bana
Ben yaşamı sende buldum
Gülmese de yüzün bana
Yüreğim aşkınla yanar
Susuzluğum sende kanar
Muhabbetin yaşam sunar
Kurşun olsa sözün bana
Tepelesen toprak diye
Süründürsen biteviye
Çeksen hergün işkenceye
Gülistandır dizin bana
12/12/2016
Melbourne
BOŞLUK
Biliyordum
geçici yokluğunun
gövdemi kanlı bir tsunami gibi
savuracağını!
Biliyordum
senden uzak oluşun
yüreğimi mağma nehirlerinde
kavuracağını!
Ama daha beter, beterden
bir gerçekle karşılaştı duyularım
aradan üç gün bile geçmeden:
Bulandı
ışık zerreleri gözlerimde
gün karardı
silindi renkler,
Bağrımda yurt kurdu
kanlı zebaniler gibi
acılar, iniltiler..!
Yüreğimde patlıyor an be an
atom şiddetinde dinamitler!
Anlatımı olanaksız bir hisle
hareketsiz bıraktı beni
senden uzak durmak,
Ölümlerin en acımasızıdır
açıp ekranı adının karşısında
sessiz, sessiz oturmak..!
Yalvarsam, yakarsam
tepip onca uzun yolları
gelip ayaklarına kapansam
ve saçsam önüne çıkartıp
sinemden avuç avuç
kalbimin kanayan hücrelerini,
Biliyorum
olanaklı değil artık
bağışlaman beni..!
16/12/2016
Melbourne
YASAK
Kaç zamandır
inatçı bir direnişte
tüm uzuvlarım,
Ellerim, gözlerim, dudaklarım!
Kaç zamandır
sinir savaşında kendi kendine
beynim, yüreğim, duygularım!
Vurmuşum kanlı zincire
tüm istem ve özlemlerimi:
Yürümek bahar bahçelerinde
ve koşmak dolu dizgin sevda yollarını,
Oturup uzanmak yaz gecelerinde
esrik gözlerle yıldızları seyrederek
ve dinlemek koala böğürtülerini
okaliptüs aromalı havayı
ciğerlerine çekerek..!
Yasak etmişim
kendimi kendime!
Yar aşkına türküler dizmeyi
sevmeyi yüreğime!
Kovmuşum dilimden
ne kadar sözcük varsa
suçum bitene kadar sevda üstüne..!
Gelirim ekranın önüne
yazamam iki satır sevgiliye
Yazamam "nasılsın canım" diye,
Yemeyi, içmeyi, düşünmeyi
ve söz etmeyi sevgiliye dizginsiz
yasak etmişim
suçum bitene dek kendi kendime..!
17/12/2016
Melbourne
KOR ATEŞLE
Vurdum yari can evinden
Neden diye düşünmeden
Aklım yitmiş çok evvelden
Yüreğim kan ağlar şimdi
Düşüncesiz aymazlıkla
Sinem deldim kör bıçakla
Döğündüm yana yakıla
Göz yaşlarım çağlar şimdi
Kan yürümez oldu kalpten
Duygularım koptu dipten
Yüreğimi acı hepten
Kor ateşle dağlar şimdi
17/12/2016
Melbourne
YALNIZ SANA
Aklıma uyarsa elim ayağım
Yollar beni yalnız sana götürür
Özümle olursa duygum dimağım
Diller sende yalnız beni bitirir
Hasretle inlese sinemin dağı
Yanıp da kavrulsa bahçesi bağı
Kalmasa yerinde odu ocağı
Yıllar beni yalnız sana yetirir
19/12/2016
Melbourne
GÖZYAŞI SUHANLARI
Tüm sözcükleri
gözyaşıyla yoğrulmuştur
benim duygularımın,
Her ses kendi içinde
bir dalgalı derya barındırır,
Ve her dizesi
kanlı yürekler abidesidir
kavuşulamamış sevdaların..!
23/12/2016
Melbourne
SERVET
Seni sevmek bir servetti
Servetimi çarçur ettim
Sensiz ömür esaretti
Kendi kendim esir ettim
Islah olmaz deliyim ben
Tüm zamanlar ölüyüm ben
Engereğin diliyim ben
Yaşamımı zehir ettim
Yar yüreği gülistandı
Sevdası dilde destandı
Günüm geceye aslandı
Geleceği zifir ettim
31/12/2016
Melbourne
SEVDASIZ OLUNMUYOR
Taşımıyor baş
çözümsüz düşünceler yükünü
Beyin kördüğüm bir anarşide
kıvranıp durur gece-gündüz,
Darmadağınıktır düşler
zifir karanlığında duyarsızlıkların
Var ya da yok olma ayrımında
bütün varlığıyla ömrümüz....
Avutmuyor hayallere dalmak
Bakmak fotoğraflara iç çekişlerle
ve anımsamak
acı- tatlı yaşanmışlıkları,
Yetim yürekler büyüyor durmaksızın
Kahredici bir kıskaçta
kıvranmakta insanların
dünü, bugünü, yarını...
Demekki sevdasız olunmuyormuş
Yaşanmıyormuş hayalde bile olsa
mutluluklar, acılar, maceralar,
Şimdi bir çaresiz bitiş noktasında
şimdi geri dönüşsüz gidiş durağında
dökülüyor bir kör kuyuya umutlar..!
29/1/2017
Melbourne
DÖNERİM SANA
GÜNÜN BİRİNDE
İnan ben seni
senin sandığın gibi
yıkılmış bir dünya hazinliğinde
terkedemem,
Ve dönüşsüz bir sürgün azabıyla
senden uzaklaşıp gidemem...
Kalır geride cevheri yaşamın
kalır, ne varsa, bizi biz eden
kanlı saplanışlarla
yürekte ve beyinde,
Yıkar hasretin bir bir
ömrün bütün dirençlerini
dönerim sana
ama mutlaka
günün birinde...
31/1/2017
Melbourne
YARALI KUŞ
İçimde kanlı uçurumlar oluşuyor
dökülüyor umutlarım
kıyısız bir ummana,
Yar ayırmış yolun benden
kırılmış kolum-kanadım
kara dalgaların saldırısında,
Ne sarılacak bir yılanım var
ne tutunacak dalım
kalmışım uzaklarda..!
1/ 2/ 2017
Melbourne
ALEVDEN OKLAR GİBİ
-Bugudan Ahuya
Günaydın seher gülüm
sevdamın ala şafaklarında
hiç bitmeyen şarkılar gibi
şakıyan yaralı bülbülüm...
Gözlerini az sonra
yepyeni bir güne açacaksın
ve beynin göremediği inceliklere
derinden bakacaksın yüreğinle,
Güzelliklere dönüşecek evrende
en çirkin şeyler bile...
Ve ben gök yüzüne
destan destan işleyeceğim
senin o tılsımlı güzelliklerini,
Dağlara, denizlere haykıracağım
yüreğimin en içli duygularını bir bir
ve dizginsiz bir aşkla tutuşturacağım
alevden oklar gibi kirpiklerini...
2/2/2017
Melbourne
YÜREK ÇATLATIP
NAR MI OLAYIM
Yapma bana bunu, allı meralım
Senden başkasına, yar mı olayım
Ben seni sevmişim, belalım canım
Kendi ölümüme, dar mı olayım
Gözlerinden doğar, benim ışığım
Kırkbeş yıldır ceylanıma aşığım
Sendendir benim, baharım kışım
Yüreğinde donmuş, kar mı olayı
Döğünürüm hasretinle her zaman
İçimde patlıyor kan kızıl volkan
Aşkım çaresizdir bulmuyor derman
Yürekten çatlayıp nar mı olayım
3/2/2017
Melbourne
HANÇER VURUP
PARÇALAMA DÖŞÜMÜ
Ben seni özledim, ne olur anla
Yerden yere vurma dertli başımı
Ateşler düşürdün kara bağrıma
Hançer vurup parçalama döşümü
Yokluğun yürekte yara kanıyor
Ateş düşmüş tüm bedenim yanıyor
Mehmed özlemini derde banıyor
Zehir etme ekmeğimi aşımı
Yar muhannetliğin oldukça zalim
Gönülden sürüp de alma vebalim
Yalan bile olsa yıkma hayalim
Karalara boğma renkli düşümü
Yürekten vurgunum sana ceylanım
Hasretinle ömür boyu yanarım
Dilinde derdime kesin dermanım
Gel akıtma gözden kanlı yaşımı
3/2/2017
Melbourne
GÖNÜL EZİKTİR
Bağışlanmaz kusur ettim canana
Yüreğim yaralı, gönül eziktir
Söz etmeye yüzüm yoktur bir daha
Yüreğim yaralı, gönül eziktir
Acıyı, kederi vurdum belime
Cefayı, kahırı aldım elime
Kahrolası sözler gelir dilime
Yüreğim yaralı, gönül eziktir
Kalbe kurşun attım aşk kaldı yaya
Vurdum canevinden, karardı dünya
Sevdayı kör edip saldım sahraya
Yüreğim yaralı, gönül eziktir
14/2/2017
Melbourne
TERSLİK
Gidip geri dönmedin
Yürekler ıssız kaldı
Yaşam kara kıyamet
Yeryüzü sessiz kaldı
Kapandı birer birer
Güzel güne perdeler
Zehirlendi atmosfer
Ciğer nefessiz kaldı
Düşlerim kalabalık
Unutuldum bir anlık
Suyu terketti balık
Beyinler ussuz kaldı
3/2/2017
Melbourne
DENİZ
Senin vebalinle reddettim yari
Kanayarak boynun büktün be deniz
Paramparça oldu yüreğim zarı
Çağlayıp kalbime aktın be deniz
Beklemiştim hayal ile bugünü
Yar ile yaşamak yarınki günü
Kaçıp gözlerinden unutmak dünü
Ağlayıp arkamdan baktın be deniz
Kapandı yol vuslat üzre son kere
Dert doldu gönüle günde bin kere
Gülü diken edip batırdım sere
Sense reyhan gibi koktun be deniz
Acıda, cefada bitmez, artarım
Gece, gündüz sevgileri tartarım
Sonunda değişti duygu kantarım
Bu kez yardan ağır çektin be deniz
Artık söz kalmadı, nefes tükendi
Gırtlağımda yarin ahı tıkandı
Bilmeyene Mehmed yardan bıkandı
İçime od verip yaktın be deniz
15/2/2017
Melbourne
YALANCI BAHAR
Yaşlı başımın saçları gibi
sokaklar boyu süs armutlarının
pembe-ak giysileri
ve bahçelerde çılgınlığı çiçeklerin,
Serimde isyandadır
dorukları dumanlı
etekleri horonlu dağlar,
Ve çimde uzun yıllar ötesinden
bir şeylerin ezikliği var...
Arılar oğul,
Karanfil yanaklı
ve bal dudaklı kızlar
sürgün verirler düşlerimde,
Sarar tüm ufkumu kızgın sevdalar...
Yaş ilerledikçe
ve incinip döküldükçe
gönlün gonca gülleri
dipsiz acılara kanayarak
gözlerim takılıp kalır bir yerlerde
ve yüreğimi yalnızca çiçekler tartar...
Güneş sönmüş aslında
Donup kalmış buzdan noktalarca
galaksi kümelerinde yıldızlar,
Ve kestirmiş son biletini yolcu
Bir tren bekler karanlığın başında
Gözlerimde çiçek yüklü bahar dalları
Gönlümde deprem yeri yurtluklar
Haykıramam duygularımı boşluklara
Kalkar tren dönüşsüz bir istasyondan
Ne bir ses gelir gerilerden
ne bir ışıltı gidilen yönde,
Sinemde sevdalar
karalar
bağlar..!
11/3/2017
Melbourne
Kayıt Tarihi : 12.3.2017 15:34:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bir bilsen nar çiçeğim
aşkın ateşiyle milyonlarca sene
volkanik dağlar gibi yanıp yanıp söndüm,
Demir atmıştı ömrüme gece
gözlerinden bir kıvılcım alırım diye
karanlıkta pervaneler gibi döndüm...
hepsi duygulu, düşünceli şiirlerdi ama yukarıdaki şiir bambaşkaydı benim için... yüreğinize sağlık hemşehrim
TÜM YORUMLAR (1)