Bir derin nefes çabasındaydı yolcu
Boğazında düğümlenip dolandıkça soluğu
Koşup durduğu yoldan bir geriye baksa
Bir görebilse akan şu “uzun ince yolu”
Derler ki “akan ırmakta bir kez daha yunulmaz”
Gözlerimden dökülürken tane, tane yaşam
Yine de dolmazken derin dünya ırmakları
Tüm deryalardan da enginse mevsimlerim
Yine de taşarsa gönlümün yaldız bardakları
Göbek adı yoktu, adı Türkan’dı
İşi oydu, çünkü fındık toplardı
Neşeli türkülerdi çalışırken tarlada
Zamanı olsa yavuklusuna koşardı
Adını bilmem, Dimitri mi neymiş?
Uykusuz gecenin sesleri sararken beni
Dalgaların fısıltısıydı ıslatan kulağımı
Uzaklardan esti sevişmelerin inlemeleri
Parlak çiğ taneleri okşadı çıplak yanağımı
Kaygan sahil koşup uzaklaştı ayaklarımdan
'Gülümse' dedi genç kadın
'Öylece yüzünde güller açsın.
Bir ışık aksın senden bana
Kalbime doğsun senin aşkın.'
'Gülümserim' dedi genç adam
Akşamın bıraktığı yerden gel topla beni
Nemli buselerinle titret beni ey aşk
Coşkun namelerinle meşk et ve uyandır
Çapkın bakışınla mest et bu bedeni ey aşk
Sensizliğin yalnızlığını aktar da bana
Ayrıntının ayrıntısıydı
Kafasındaki kırıntılar
Yerlere saçıldılar ifade ederken
Un ufak olup parçalandılar.
Toplamaya çalışırken zihnimde
Bahara Varılmaz
Güller sessiz, ürkek, bülbüller solgun, ötmez olmuş
Hazan mevsimi soğuk ürpertileriyle benzimde
Gönül bahçemin açmamış gülleri ölmüş
Sevginin adı gitmiş, tadı kalmış son nefesimde
Ben her zaman sessiz sakin
Durgun sular gibi öylesine.
Ben her zaman düşünceli, derin
Düşüncelerinde kendi kendisine.
Akmaz mı hiç göz yaşlarım?
Hava ağırdı, kızıl kan kokusu vardı
Çürüyen yapraklardı ve insanlardı
Ayaklar çiğnedikçe güller karardı
Tek, tek ağaçlarını dökerken orman
Zenginlik saydığımız pırlanta tek taş
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!