Sokaklarda yağmur çiselemekte
Soğuk işlemiş ta iliklere kadar
Küçük taneler düşmekte, düşmekte
Üşümüş, kızarmış burunlar.
.
Şemsiyeler açılmış tek tük
Yaralısın taşıyamazsın
Yalnızsın kurtulamazsın
Aşkın bıraksa da seni
Tutuklusun bırakamazsın
Dündesin onunlasın
Yıllardan bir yılken dokuz yüz elli iki.
Haykırmış ışıyan dünyaya ORHAN bebek.
Su gibi akan otuz yıl başkentte
Büyütecek onu ağlayıp güldürerek.
Şanslıymış, eğitilmiş iyi okullarda
Laf lafı açtı
Laf kapıyı açtı
Düşüncecikler ağzımdan kaçtı
Belki etrafa neşe saçtı
Kimilerinin de tadı kaçtı
Bilmem ki şimdi saat kaçtı
Yaşadım bir yeşil ağaç gibi ormanda
Belki okşadı başımı şiddetli fırtınalar.
Kimi zaman sırılsıklam güçlü sağanaklarda
Ama yeşilliğim en yeşil, sık olsa da ağaçlar.
Bulutlara doğru uzatmadım dallarımı,
Tüm yaşları sildim gözlerimden
Kapalı sürgülerini açtım gönlümün
Sarı yaprakları süpürdüm defterimden
Baharını açtırdım gonca gülümün
Hüzünlerimi sakladım toprak altına
Kırık bir an parçası fırladı yuvasından
Topladı bir kenara zaman kesitlerini
Yokladı yaşamı orasından burasından
Kokladı şu ölümün türlü çeşitlerini
Yıkık bir mekan pıtırcıklarda açıldı
Umut ülkesinden mi geldin
Hayaller mi getirdin dolu dolu
Buldun mu neredeymiş
Mutluluğun parlak yolu?
Güzel ülkeden mi dönüyorsun
Denizde boğuldu aşkımız
Çöllerde kavruldu
Rüzgarla savruldu
Ve rivayet olunur ki
Masallarda okundu
Esen meltem kulağıma seni fısıldarsa
Kalbim kanat çarpan kuş hızıyla atarsa
İçim biteviye özleminle dolup taşarsa
Bunun adı aşk olsun
Görmezse gözlerim başka kimseyi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!