Ladik’in buz tutan soğuğunda
Beni üşüten tek şey yokluğundu
Her yeri uğultadan rüzgarında
Beni korkutan gelmeyeceğini fısıldamandı
Buzlar en sivri haliyle sarkarken
Irmaklar akar usulca
Gün geceye karışınca
Düşman dost barışınca
Hayalime hep sen gelirsin
Kalbim vurur güm güm diye
Adam gibi ilk şiirimi bu gece yazıyorum
Harbiden gece olmuş saat bire geliyor
Radyodan müzik sesi yükseliyor
Trafik kazasında ölen genç bir sanatçı söylüyor
Uykum var ama uyumak beni aşmış
Duygularım karmaşıklaşmış
Yine içimde bir boşluk var
Ya gecenin karanlığından
Ya da senin yokluğundan
Sen geldin aslında aklıma
Ya içimdeki boşluktan
Kavuruyor içimi sensizliğin verdiği duygular
Bilmiyorum benimle ne zaman barışacak uykular
Geceleri derin bir acı içten içe sızlatıyor
Seninle ilgili olan her şey beni ağlatıyor
Saçların…
Bir gözün görebileceği,
En güzel şeylerdi.
Gözlerin…
En anlamlı haliyle bakarken,
Yüreğimin penceresinden.
Sel olur yıkar geçer gittiği yeri
ESir alır da bir orduyu, bir serseri
Ne yapar bilinmez bir ileri bir geri
İmkansızlığı yırtar açar her seferi
Sevdiğine kıyamazki olur bir kuzu
Elbet bir gün öleceğiz
O kefeni giyeceğiz
Toprağın altına girip
Çürüyerek biteceğiz
Sonra kıyamet kopacak
Evet Hoca’m yıllar var kaderimiz oldu hasret
Kendi başımızayız ne bir haber var, ne nusret
Durmak yok! Bir şeyler yapmamız gerekiyor elbet
Koşsak da ne işe yarar ki, olmasa merhamet
İçimizde acizliğin verdiği bir heyecan
Daha ilk geldiğimiz güne yolculuk yapıyorum hatırdan
Kapıda şirin bir kadın bizleri selamlıyor, adı Fidan
İlk uygulamalı bilgiyi öğreniyoruz, Oya Hoca’dan
Yasemin gelir akla; gelişim, özel, davranış ve uyumdan
Kompüter ve etiği güzelleştiren emekli hocam Gülter
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!