Sahnelerde kasılan melodi
Yenilmez sayhalar kopartır içimizde
Mızrabı ağlatan kadın sesi
Geceyi gece yapan yalnızlık
Dört duvara çarpan gözlerimiz
Yenilmez yapar bizi
Kavruk tenli kadınlar
Baharı elerler iri elleriyle
Bahar zemheridir yorgun dizlerinde
ve bilirler ki
Kaç bahar geçse de
Uğramayacak onların kalplerine
Yıldızlar elele tutuşur
Zifiri karanlığa inat
Şarkıların çaktığı yalımlar
Çatlatır kalplerimizi şak şak
Yıldızların birer ucundan tutarız
Dilimizde sevda kokan şarkımız
Kumları kaynatan denizin sesi
Dalgalar gelir gelir kalbime vurur
Rüzgarın mehtapla ketum dostluğu
Bu ateş dansı beni doyurmaz
Kalbim ateş olur, yakar denizi
Dar sokaklardan geçtim
Hüzün içtim
Yağmur giydim
Ekmek yedim, soğan yedim
Kalbimi
Aşka
Yağmurlar incecik düşer içimize
Göklerin kalbimize ağlamaklığıdır yağmurlar
Aşkı, vefayı bilmemekliğimize
Ağlamayan gözlerimize ağlayarak gelir yağmurlar
Yağmurlar özlemle gelir
Camlara vuran rüya şıkırtısı
Dakikaları büyüten içselliğin
Dev sancılar apartan sevdamız
Kaçamak uykularda bulur mu seni
Uykunun ateş olduğu anlar
Bulur mu seni
Bir yağmurla geldin
Çığlık çığlığa bir suskunluktu seninki
Neşe getirdin, sevda giydirdin
Hüzün getirdin, aşk getirdin
ve
İyi ki geldin
Buzullar arasında açar gelincik tarlası
Direnir, satmaz aşkını
Yürür kan kırmızı ürperişlerle
Bu çıldırtıcı ayaz
Yakamaz gelinciğin kalbini
Yanan yanmaz ki
Bülbülün şikayeti nedir gonca gülden
Gülün tutsaklığı mıdır toprağa
Öyle ya
Bülbül sarıp götürmelidir kadife gülü
Gül bülbül kokmalıdır
Gül kapanmış içine
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!