Dipsiz kuyu
Haykırsam boşluğa
Yankılanıp sesim yine bana dönecek
Sus sus nereye kadar
Bu adamın bin derdi var
İçinde yandıkça yandığı yüreği var
Sabır taşı
Sabır taşı oluk oluk akmakta
Bir geminin rotası şaşmış, batmakta,
İnsan dediğin, İki dudak arasında
Tutsak Ruh
Yıldızların içinde dolaşıyorum
Bir sır kaybettim, onu arıyorum
Sonra yıldızlardan uçuyor
Bir asanın üzerine konuyorum
Aşk değdi özüme
Düştü aşk acısı toprağa
Filizlendi toprakta aşk çiçeği
Sanırsın düşecek şu dünya
Âşıkların gözlerinde hep hülya çiçeği
Kimse duymaz çığlığımı
Öyle derin ki içinde bulunduğum kuyu
Yusuf a kardeş oldum kuyularda
Yusuf u kurtaran ip, benim boynumda
Nasıl bir rüya ki;
Bir kral a hayat veren ip
Beyaz özgürlük
Sonsuz bir iradenin tecellisidir
Bir meleğin elinden inen kar tanesi
Yeryüzünün en nazik hazinesidir
Seyrettim durdum seni beyaz özgürlük
Çöldeki yalnızlık
Çöldeki sessizlik, yalnızlık kokuyor
Çölün yüreğinde bir akrep dolaşıyor
Hangi yazgı, hangi kalem sürdü seni çöle
Suçsuzdun, açılacaktı sürgün gözlerin göklere
Etna ya ne oldu ağlıyor
Gözlerinden gül yerine ateş fışkırıyor
Etna anla ne olur beni
Yanacak dünyanın dibi
İz bırakmadan geç sırattan
Sırattan düşen nedir? Yıkılıyor Avrupa feryattan
Öylesine derin ki
Bıraktım gemileri mi limanlara
İnce ince çizelerken yağmur
Bir ah duydu hicranlı yüreğim
Ah çekenler ne çokmuş öz yurdumda!
Şimdi hüzün vakti değil
Ağlama yüreğim,
Bir sağnak başladı dağlar başında, bak
Eriyor karlar, erimez dediğin yamaçlarında.
Şimdi hüzün vakti değil,
Savur senin olmayan hüzünleri birer birer
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!