Gecenin bir yarısı masa başında
Heyecanlı ve garip uykusu kaçmış bir adam
Hayalleri sonsuzda ölümle yaşam arasında bir hayat
Bir hayal kurmakta bir güzel düşünmekte
Elleri kınalı ince belli bir gelin
Kar beyazı bir atla gezinmekte
Bir düşünce bütün dalgalarıyla
Dövüşüyor aklımın kıyısıyla
Yüreğimde bir boğulma korkusu
Kalbim ürkek yorulmuş sancısıyla
Damda baykuş ölümün kokusuyla
İlkin gözlerinin yeşiline takıldı gözlerim
Bir ormanda kendimi arar gibi oldum
Hayatın bilmecesini çözer gibi
Sanki bir göçükte biraz nefes dedimde Gözlerine sığındım
Biraz nefes lütfen, biraz gözlerin, biraz gözlerin
Sonra ellerini uzattın bana, ellerin kurtuluştur
Bu günlerde biraz telaşlıyım bayım
Biraz hüzünlüyüm birazda sessiz
Sonbaharın o yıkık döküklüğü yine üstümde
Çıplak ağaçlar kadar utangaç ve mahçubum
Üşüyorum bayım solgun yüzlü çiçekler kadar üşüyorum
Çiçekler ölüyor o güzelim papatyalar laleler
hayatın hüzünlü bir anında
Bir depreme yakalanıyor kalbim
sarsılıyor sırtımı dayadığım duvarlar
Evler korkuya mahkum
bir titreme yakalıyor penceremde camları
Lambalar sönüyor
Ve bu gün de bitiyor
Güneş usul usul batıyor
Bir okul çıkışı, çocuklar evlerine gidiyor
Ayda, kendini gösterebilme telaşı
Kıyasıya bulutlarla savaşıyor
İnsan neden yaşar diyorum
Hayata yeniden başlar gibi başlamak istiyorum
Her satıra bir umudu sığdırmak geçiyor içimden
Yaşanmış her acıyı sineye çekerek
Bir şans daha mutluluğa diye bağırmak
Kelimelerimin farketmesinden korkuyorum
Içimdeki huzursuzluğu, sesimin cılız tonunu
Ben şimdi öyle sessiz, gelecekten habersiz
Bulutlarla sarılı karlı bir dağ gibiyim
Ne cevherler saklı içimde ne sözler dilsiz
Yağmurlara alışık, güneşe hasretliğim
Kim bilir kaç ah saklı, yüreğimde kaç acı




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!