perdeler endamını kızıl güneşin
salkım
saçak
bulutların
süt beyazı heybeti
yangınlara çığ dökülmüş gibi
bir mavi serinlik taşıyor sırtında
yaprakları kamçılayan ılık esinti...
ve başaklar orağa hasret büyürken
usta, nasırlı eller
umutla sarıyor
ve aşk'la
tütünün kaçağından
ve birden
ince bir sızı dolanır şah damarlarda
nemli, ıslak
dürülür, ciğerlerin defteri
tek nefeste!
ve sonra;
ekinler düşlenir altın sarısı başaklarda
dolgun, bereketli
meyvalar kızarık
ve ocağa ateşler düşüren hayırsız evlat!
beklenir, çat kapı
beklenir
kederleri dağıtan bir sabah ezanında
kara gölgesi avlunun eşiğine
ha düştü
ha düşecek...
dünya döner, kendi kavlince gülüm!
böyle buyrulmuş ol kitapta ferman
devran döner, ağır
oysa ki;
dönmez gidenler
bilinmez yazgısının ardına
düşmüş gidenler...
2006/
Alpaslan AkdağKayıt Tarihi : 4.6.2010 08:45:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
bir bahar mevsiminde sürülmüş tarlalarda umut, çat kapı uzaklardaki hayırsız evladın yuvaya dönüşü, ve habersizce gidenler kara yazgısının ardınca...
Güzel bir çalışma, kutlarım usta kalemi sevgili dost.
Her coğrafyada unutulması olanaksız büyük gidişler ve büyük dönüşlerin öyküleri vardır.
Toprağın gizemli eliyle adım adım yaklaşır kişi;yeri gelir karşıt kutup itişi gibi bir dürtüden dolayı tabanlarına kuvvet kaçar da kaçar.
Hiçbir gücün o kaçışı durdurması olanaklı değildir.
Aslında gönenç içinde yaşanabilecek evrenler kurabilmek görevimiz.
Ve aslında çok güç bir proje de değil !
İnsan;bu tür kaçışlarla yüreğinde iç göçlere de yol açıyor aslında.
Kutluyorum Sayın AKDAĞ'ı bu güzel şiirinden dolayı.
Erdemle.
Bazılarına boza pişirilecek....
TÜM YORUMLAR (14)