En ağır çığlıklarda suskunluğum,
Kahvenin hatrınadır çoğu kez,
Çoğu kez susaraktır cevabım, dinleyene
Anlaması beklenmeyenlerinde
Ve uzun dalan geceye vurgunluğum,
Yatsı vakti öten ciğer acısıyla eş değer,
Bir sevmek isterim delicesine,
Ve yaşarken gözlerimde sen,
Düşünmek isterim seni sonsuzlukta,
Kendi sonsuzluğumda seninle,
Mutluluk avuçlarımızı ısıtırken,
Dudaklarından sevgi nağmeleri duyasım gelsin isterim.
Bugün yine geceyi yaktım satırlarıma,
Gam vurur şafak sökmeden,
Ne düşünce kalır fikirde
Ne de gözde bir damla,
Yaşlanır pınarları insanın
Kıvrım kıvrım vurur yüzüne hüzün,
İyi yaşamalı insan,
Yokuş ne kadar dik olursa olsun,
Topuklarını yaslayıp umutlara,
Dikine yaslamalı göğsünü rüzgara,
İyi yaşamalı,
En ortasında acının
Ve güneşin geride bıraktığı bir gökyüzü buldum,
Senden sonra...
Çığlıklarıyla uyandım, martıların
Ben hep sessizdim,
Kalbim adını haykırırken,
Ben hep sessizdim,
Yüreğim, ağır sevmelere müebbet.
Fakat tebessüm hiç düşmedi yüzümden.
Hep bir gece yaşar gönül, hep bir hüzünden.
Umut öldü sananlara; umutta vardır elbet.
Kartalın pençesinde,
Ruhumda bir neşeydi gözlerin.
Sığına bildiğim tek köşeydi gözlerin.
Karamsar ve yalnız benliğimde,
Mutluluk gibi bir şeydi gözlerin..
Ah! Şimdi nerede? kimlerde? O bakışlar.
Oysa hep iyi tarafından bakardık hayata üzülmemek için,
kaçardık hep zor tarafından,
uzardı yol fakat değerdi yürümeye,
hani çocuklar bile bizim gibi yapardı,
Hep Ali'nin Ayşe'yi sevdiğini görürdü,
Herkes Ali nin sevdiğini yazardı,
bir kat kadar yakın sevda,
alt katı Mecnun,
yani basamak basamak hüzün,
bir gelmek istesen,
kapım, kollarım, yüreğim açık sana,
Canı burnunda her bir sayfanın.
Yaşamak ki, satırlarda yaşamak.
Ve benim dilimde adı, sevdanın.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!