Marmara Üniversitesi Elektronik- Bilgisayar Bölümü’nü bitirdi. Yazdıklarıyla Adam Sanat, Adam Öykü, E, Varlık, Öküz, Virgül, Radikal Kitap, Cumhuriyet Kitap, Eşik Cini ve benzeri dergi ya da gazetelerde göründü.
1999 yılında Gençlik Kitabevi’nin açtığı yarışmada Hayalperistanbul adlı hikâyesi birinci oldu. 2000 yılında Kâh ve Rengi adlı dosyası, Orhon Murat Arıburnu Şiir Ödülü’nü alarak Hera Yayınları tarafından kitaplaştırıldı. 2002 yılında Haldun Taner Öykü Ödülü ikincisi seçilen Nokta, Ezilmiş Leylaklar Kitabı adlı ilk kitabındadır. 2004 ...
1.
tango öğretirdim gramafon bir zamanda
gümüş iğneli rozeti kalbine batan
pikap başladı mı durmaz bir cızırtılı dünya
çay vakitlerde sarmaşıklarla konuşan
yarası kanırtılmış gözlerime bak da anla
ıskalıyorum gözlerine inen denizde benzin
yanması gibi kesin bir şarkı duyuluyor açık penceredir
sessizce uyanan çocuk çarparak yalnızlığa
bir nedendir ömür ıslak kirpiklerin
her sevişmede açığa çıkan sokaklarında kör bir
1.
gülüşün
deniz kıyısı boyunca kuşlar
atılmamış tebrik kartları
bir hasta doğrulup yatağından
kolunda çavuşun altın kaplama saatiyle
eve sıhhatim yerinde demek istiyordu belki
ve resimde görünüyordu arka sıralarda
kar altında cebindeki siyah beyaz kız resmi
belki orda burada kıytırık şairlerle soyut bikaç şiire
-Ziya Osman Saba'ya... Saygıyla.-
mor atlas kırık cetvel yeşil saten
bir yaslı enlem bir hüzünlü boylam
doğduğu gün düşmüş takvimden
adını bile duymadan ölmÜş ablam
delinin tekisin elif
kıyına yelken açtığım gemiler
batıyor yüzünün tuzlu sularında
savaş diyenler var bence gençlik…
alınyazısı göndermişsin mektup diye
bir masal zamanından yazıyorum
bu şiiri sana
istersen yanmış bir ormandan
hatıra diye sakla
sirklere düşmüş deniz kızlarını düşünür
serin bir çiçek sabaha çıkıyor
kar kıpırtısı sokak eskizi limon kolonyası
kim ki kelebek öksüz bir gemicinin
göğü okşayan kanatları
gündüz yüzündeki yankısı ovanın
takvimin tütsü kokan yaprakları
elleri çürük ve paslı bir bıçak olan
demir çarşılarında sarışın bir işçi abimizika
sen yokken bezden bir kalem kutusu gecelerce
düşünce içi kırılan kırmızı kalem bir kalbimizika
yazarken bir yerinden mutlaka kopan
böylece yüzüne bir dal çizerim
güzün uçurtması kuşlarla
konuşurken çakıl taşlarına vurur
sesinde suyun zamanı...
zaman, suyun kalbindeki çocuklar.
bak, daralan ölçülerde bir şey var
Varlık dergisinde yayımlanan “Nazım Hikmetof ve saz arkadaşları” yazısında bizim edebiyata (anti-komünist edebiyata) bu derginin yayımlayabileceği en ağır hakaretleri etti. “Gel yavrum, yüzleşelim” dedim, kaçtı [bkz: Caymaz, O., “Nâzım Hikmetof ve Saz Arkadaşları”, Varlık dergisi, Sahibi (Varlık Yay ...