Onunla Sohbet Şiiri - Hikmet Feridun Demir

Hikmet Feridun Demir
216

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Onunla Sohbet

Dün haber alamadım ondan, duramıyorum yerimden.
Mesajlar atıyorum, gelmiyor cevaplar geriye,
birden bana attığı mesajda başım derte demez mi.
Aldı beni bir hüzün, sorular sorular her düşüncemde.
Dayanamıyorum artık söz vermiştik,cumaya kadar görüşmeyecektik.

Neden mi,
ondört saat akşamdan sabaha kadar telefonlaşmıştık nette.
Cevap alamıyorum,, içim sıtkin, verdiğim söz umrumda değil,
arıyorum telefonla, yine cevap yok.
Artık sonundayım yaşamak istediğim aşkın henüz başındayken.

Üzgün bir halde yürürken, birden telefon çaldı.
Mesaj ondandı. Birden dünyalar benim oldu.
Hızla okudum, bende bu kadar kendime kuruntu yapmışım.
Neymı telefonun aküsü boşalmıs da,
neymiş arkadaşını istemiyerek de olsa,
arkadaşının arabası ile havaalanına götürmüş.
Sonra çok üşümüş de şimdi yatak döşek yataktaymış.
Yani yatak döşek yatmasaymış aramıyacakmış gibime geldi.
Neyse bütün bunlara bir şey diyen yok.

Sonra kızımı eve bıraktım.
Kızım mı o başka bir bela, tatlı bela.
Annesi ile yolları ayırdıktan sonra benimle kaldı. Okuluna devam ediyor.
Baba, kız tek başına yaşamak zor oluyor ama yinede alıştım,
Annelik yapacak tarafım yok olmasına rağmen.
Kimi isterse onun yanında kalsında anlaşmıştık mahkemede ayrılırken.
Başından beri annesi ile gitmek istemiyordu, ama,
onlar daha iyi anlaşırlar diye düşünüyordum başında beri.
Ne zaman ki annesi ben evlenmeye karar verdim biri var deyince.
Bir anda neye uğradığımı şaşırdım.
Ben artık tek başıma yaşamak istiyorum demişti bana.
Meğer ki biri varmış. Geçi birinin olabileceğini düşünmüştüm ama,
biz ayrılmadan evel bir başlangıcın olabileceğini beklemiyordum.
Biliyordum aslında hep en basit şeylerden kavga çıkardı.
Bir şekilde bazı şeylerin iyi gitmediğini bildiğim için,
ayrılmamızdan bir kaç yıl evvel artık birlikte dahi,
izin yapmıyacağımızı söylemiştim bundan bir kaç yıl evvel.
Hemen kendimi toparladım o zaman o ilişkinin içinde kızımın yeri yok dedim.
O benimle kalacak. Sen yeni bir ilişki kuruyorsun,
umrumda değil senin kendi hayatın.
Ama kızıma karşı sorumluyum ona herhangi bir şekilde,
birinin zarar verebileceğini düşünebilmek dahi beni bitirir.
Yaşamı bana zindan eder.
Böyle bir duygu girdabında yaşayamam dedim.
Olgun karşıladı.

Evet nerde kaldım,kızım bana illallah dedirtiyor dan.
Aslinda bu dertlenmelerime bakmayın, iyi anlaşıyoruz.
çocuğun beklentileri öyle önemli mahiyette de değil.
Sonraları düşününce aramızdaki tartışmalarda,
hep kendimi haksız görüyorum.
Bir şekilde hatalıyım ve hatamı da kabul ediyorum kendi kendime.
Ama içinde olduğum konumda da kendimi soyutlayamıyorum.
Bir çikiş bulmalıyım. Yeniden yaşamın zevk vermesi gerek.
Yeniden doğan güneşın ışınlarını ve sıcaklığını his etmeliyim.
Bir şekilde kendi özgürlüğümü,
icinde bulunduğum ortamdan dolayı kısıtlı buluyorum.

Kızımı kendimden çok seviyorum ve ona gelecekte
güzel bir yaşamı olması için kendimi sorumlu his ediyorum.
Yoksa umrumda değil dünya, alırım çantamı sırtıma,
nerde akşam orda sabah,
nasıl olsa bir şekilde hayatı idame ettiririm diyorum.
Ama bunu kabulleneceğimi de sanmıyorum eğer öylede olsa idi.
Gerçi işlerim eskisi gibi değil.
Zor bir zamanda geçiyorum ve
stressin bu kadarını da şimdiye kadar his etmemiştim.

Eve geldiğimizde fırına hazır pizaları sürdüm.
Kızımla alış veriş yaparken gözüme ilişmişti.
Piza bana biraz yavan gelmiş olmalı ki,
üzerine yeşil biber ve baharat eklemiştim.
Iste şimdi oldu der gibi mis gibi kokan,
fırından çikardığım pizaları afiyetle götürdük kızımla birlikte.

Tekrar bürodayım.
Saat akşamın sekizi.
Bilgi sayarı açık bıraktım MSN ye gelirse görsün ve mesaj bıraksın diye.
Bir baktım mesaj bırakmış, hemen seviçten merhaba dedim.
O da sevinçli, bir saatten beri seni bekliyorum diye not düşmüş.
Ne güzel insanı bekleyen birinin olması,
bol bol onunla sohbet edeceğim.
Sohbetimizin bitmesini istemiyorum.
Nasılda geçmiş zaman bir baktım dört saat olmuş sohbete başlayalı.
İkimizde bitsin istemiyoruz.

Birden bana sana bir şey sorbilirmiyim diye bir soru yönlendirdi.
Elbette diye cevap verdim.
Neden mesaj penceresinin üzerinde,
benim konumum meşkul gösteriyormuş.
Hiç farkında değildim,
daha evvel bürodan çıkarken değiştirmiştim meşkul diye.
Nasıl olsa büroda değildim,
belkide büroda değilim konumuna getirmem gerekiyordu.
Bunu pek önemsememiştim.
Saygısızlığım dahı kalmadı.
Kendimi gizliyormuşumda,
samimi değilmişimde diye ver yansın etti.
Ya bunun seninle ne alakası var öyle de olsa böylede olsa
aramızdaki bir birimize karşı olan duygularımız önemli.
Benim sana karşı duygularım samimi ve senide öyle görüyorum.
Neden bir birimizi rencide edelim dediysemde dinletemedim.

Artik banada tak dedi.
Bilgi sayardan başladım, elimi sürdüm monitorun içine
ve onun monitorundan çıkan elimle çektim saçlarından.
Anlaşılan farkına varmadı sonradan his etmiş olacak ki,
aaa bak yukarda yazdıklarini atlamışım.
Okumamışım saçlarımdan çekmişsin,
ben saçlarımdan çekmene müsade etmem dedi.
Bende şimdiye kadar kimsenin saçlarından çekmedim,
bırak da saçlarını okşayayım dedim. Kabul etti.
Okşadım saçlarından usulca, mest oldu,
sevgiye susamışlığını sergiledi, tıpkı benim gibi.
Sevgiye yabacılaşmış her halinde belli.
Ayrılıktan bu yana güveni kalmamış kimseye.
Helede ilk baharında da bulamamış kendini.
Bulsa idi ayrılmasına ne gerek vardı tipki benim gibi…

Bir yaban atının yelesini okşarmışcasına göz göze geldik,
dudaklarinda öpmek istedim, öptürmedi.
Ne yapayım yani elimden gelen her şeyi denedim
ama onu bir türlü ikna edemedim.

Artık bana tak etti.
Üzerine üzerine gittim bıraksın gitsin diye.
Bitti artık seninle desınde içimdeki özlem ve arzularda onunla gitsin diye.
Daha henüz başlamayan aşkı bitirmek için.

Cesaret edemedi,
sadece sözlerde kaldı dedikleri.
Kalbi elvermedi, başkası olsa çoktan gitmiştim dedi.
Ne yapayım sana karsı takatsizim yapamıyorum bunu,
seni kaybetmek istemiyorum dedi.
Giderek çıkmaza giriyoruz anlamıyormusun.
İstediğin gibi olsun. Üzüldüm ve dahada çok bağlandım.
Takatsızsen iyi bir masaj iyi gelir dedim,
kabul etti ve soğuktan donmuş aşka susamış kalbine,
kendine beslediğim duygularimla güzel bir masaj yaptım.
Kanı yeniden harekete geçti, beyni yeniden çalışmaya başladı,
sonra sonra kendini yatağına attı.
Üstünü örtüm, dudaklarına aşk busesini koymama dahi,
müsade etmeyecek kadar ürkekti.

Bilgi sayarı kapattığımda saat sabahın dördü idi.
Yine sabahlamıştım.
Ceketimi giydim ve büromdan dışarı çıktım.
Soğuk bir kış günü 2004 şubatın 26 sı, ayaza kesmiş hava.
Arabamın kapısını zorla açtım,
kapı kilitleri donmuş ama camlar henüz buz tutmamıştı.
Arabayı çalıştırdım ve usulca yola koyuldum.
Kocaman şehirde bir ben,
tek başıma sokaklardaydım.

27.02.2004
Wermelskirchen/Almanya

Hikmet Feridun Demir
Kayıt Tarihi : 30.7.2006 19:15:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Hikmet Feridun Demir
    Hikmet Feridun Demir

    Sevgili Alfboncuk, sevgili dostum her Siirin bir hikayesi yokmu, tanidigin kadari ile kaliplara bagli degilim biliyorsun. Kaliplar cendere gibidir sakin kaliba girmeye kalkma. Biliyorum umrunda degil kaliplar...
    Saygilarimla yasam hep gönlünce olsun denizkizi...

    Cevap Yaz
  • Nilgun Yuce
    Nilgun Yuce

    Koca adam hayat hikayeni doyasıya anlatmış sın eminim cok ta rahatlamışsındır.Ama bu şiirden çok öykü olmuş.dileğim kızınla ve sevdiginle
    mutlu olman hayatı ve yasamı siir tadında yazman
    herzamanki dost

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)

Hikmet Feridun Demir