Öngörü Üstüne Şiiri - Galip Karakuş

ÖNGÖRÜ ÜSTÜNE

Garip KARAKUŞ / 03.05.2022

"(...) Zalimler, zulümleri karşısında duyarsız davrananların tavırlarından güç alırlar. Türkiye bu gerçeği, ülkemi yönetenlerle birlikte, tarihte görülmedik yoğunlukta yaşamaktadır (...)." (Garip KARAKUŞ / 10 Aralık-2005)

“Dünyada çıkarılmış savaşları araştırın, göreceğiniz şudur: O günkü muktedirlerin, ülkelerini yönetmekten aciz kaldıkları ve yalan, dolan, pislikler içinde boğulmaya başladıkları zaman dilimini görürsünüz.” (Garip KARAKUŞ / 28.04.2017)

Yukarıdaki paragraflar, iki ayrı yazımın içeriği ile ilgili olmasına karşın, önemli bulduğum bana özgü saptamalarımdır ve her türlü eleştiriye de açıktır.

Öngörü’nün sözcük anlamını anımsayalım basitçe; gelecek zamanlarda olabilecekleri kestirebilme yetisi.

Bu yeti, insana tanrının armağan ettiği bir yeti değil; yaşadığı evrende elde ettiği olumlu artı değerler ve katkılardır, aldığı akılcı ve bilimsel eğitimden beslendiği katkılar bütünüdür.

Öngörü; Akılcı ve bilimsel ölçütlerle deneyimlenmiş kaynaklardan beslenmiş beyinlerin doğruları gösteren yansımalardır.

Bilimsel veriler ışığında hazırlanmış gerçek İnsanlık tarihi de tanıktır ki; bu beyinlerin tüm öngörüleri gerçekleşmiştir, tarih sahnesinde yerini almış ve kayıtlara geçmiştir.

Biz yurtseverler de gururla itiraf etmeliyiz ki; bu öngörü yeteneğimizi; insanlık tarihine ışık tutmuş, okuduğumuz tüm aydınlanmacıların yapıtlarıyla birlikte, 20’nci yüzyılın en büyük devrimcisi Mustafa Kemal ATATÜRK’ten aldık.

2’nci paylaşım savaşının, hangi güçler tarafından çıkarılacağını ayrıntılarıyla öngörmüş olan Mustafa Kemal Atatürk’ü; 1923’de ilk defa görmüş olan ünlü İngiliz Tarihçi Arnold Toynbee (14.04.1889 / 22.10.1975) O’nu şöyle tanımlıyor:

“Leibniz’in(*) açıklamalarına göre Monadik bir beyine sahip birinin yanında olduğumu anlamıştım. Atatürk belirli bir süreç içinde sadece tek bir düşüncenin peşinden giden bir yapıya sahipti. Türk insanının milli kurtuluşa ermek için imparatorluktan vazgeçip tüm enerjilerini, kenara bıraktıkları bahçelerine yöneltmesi gerektiğini fark etmişti...”

20’inci yüzyılın başlarında dünyanın alkışladığı ‘Monadik’(**) beyinli o devrimci; bu gün yaşadığımız karşı devrim kalkışmalarını ta o günlerde öngörmüştü.
O büyük dahinin en büyük eseri olan “Nutuk”, özellikle bu yaşamakta olduğumuz günlerin işaret edildiği, uyarılar ve önlemlerin kayıt altına alındığı, Kemalist ideolojinin yol gösterici rehberi olmanın yanında bir başyapıttır.

Bu düşünceden hareketle meslek yaşamımda; TSK’da bağımsız görev aldığım durumlarda yanımda çalışan görevlilerle birlikte Muhtarlara, her zaman yanımda bulundurduğum bu başyapıtın özetini çoğaltarak yararlanmalarını sağladım ve sohbet anlarında sorular yönelterek, onlarda yurtsever bilincin oluşmasına katkıda bulunmaya çabaladım.

“Medrese açılışı” töreni sırasında söylenenler; bana ‘Monadik’ beyinli büyük insanı ve O’ndan aldığım dersi anımsattı da; ondan geldi tüm bunlar aklıma...

DİPNOT:
(*) Leipniz (Gottfried Wilhelm / 01.07.1646-14.11.1716): Alman filozof, matematikçi, hukukçu.
(**) Monad: Kozmik özellik. Üstün düzeyde erişilmez bilgiler bütünü.