aydan, güneşten, yada bilcümle senden
ne geldiyse dilime
görünüp kaçtılar. sanki kaçaktılar.
sütten kesilen gündüz,
aynada akşamı gördü.
yazmak kangırendi. nasılda aktı içime.
telefon çaldı. Keşke zil mi çalsaydı?
belki bir harf getirirdi çocuklar.
bende kalmadı. lal gibiyim.
olursa boynuna dizilsin sözcükler.
darıldım ve öyle çok sustum ki geceye
Hergele bir hayatın
beyhudesinde çırpınan
yarım ağız bir yaşamak.
ve artık gökdelen gölgesi bu kent
kimvurduya gitmiş mavisi, yeşili
ve bu kalabalık bu yalnızlık
Yalnızca türkülerle sağalan
bir ağrı koyuyorum saksıya
Saksı onu çiçek sanıyor. Bu iyi.
Oradan bir yangın çıkarmayı deniyorum
Sudan çeperlerinize çarpıyor.
Söndükçe iyileşiyor yangın.
Payındaki cehennemi suya çekebilseydin,
Ayrılığı alınterine sayardın
Ve yetişebilirdin giderken kendine.
Ama artık bilirsin ki keşkeydi.
Keşke hayatı çıkartsaydın,
Bütün sonrasına eşittirlerin.
bazen,
çürütülmüş bir ağrıdan,
tespih çekiyorum.
tane-tane, günlerimi birbirine vurarak.
yarın çoğalır sanıyorum ki her biri,
akşamdan kalma günaydın gibi başlıyor.
Çay kokusuyla gelirdin Rize'den.
Çıra kokusuyla gelirdin dışardan.
Sen gibi giriyorum eve bazen
Ne koktuğumu bilmeden.
2023
Gözde bulut.
Birazdan şimşek çakar.
Kalbim harman yeri
Öyle telaşe.
ve ilk damla düşer.
Ateşe.
Dümdüz çekmiştim ufuk çizgimi.
Dosdoğru. Usta işiydi. Sarktı.
Dağlarım böyle oluştu.
Aç kanatlarını. Sıra sende
Uçtuğun bağ, bahçe olsun
Gittiğin yer hasret bizde
Uç kendinden. Kendine dön
Konup göçtüğün bahar olsun
arkadaşım senin şiirin benim şiirlerle ne işi var anlamadım ya ne oluyor dargın şiirimi açıyorum sizin şiir çıkıyor