gözlerim kararıyor gözlerinin aydınlığında
yollarım kapanıyor aşkın çıkmaz sokaklarında
çığlıklar besliyorum içimde kimselerin duymadığı
ateş çiçekleri büyütüyorum sinemde kimsenin görmediği
sen okyanus ortasında bir mercan
ben dağların zirvesinde bir yalnız çam
tırmanıyorum ızdırabın basamaklarını
acılar ayaklarımda bir bukağı
ellerim hayalleri tutmuş yüreğim nasır
usandım artık kırılgan sevdalardan
başlamadan biten hülyalardan
alacakaranlıkta gölgeler peşinde
Ateşli aşk geçiren çocuğunum ben senin
Alnımda ıslattığın dudakların
Koltuk altımda buz gibi elvedaların
Düşmüyor ateşim, sayıklıyorum ölümü
Sayıp ayıklıyorum geçen bir avuç güzel günümü
Düşmüyor ateşim
Turâb olayım pâyine ya Resûllullah
Harâb olayım yoluna ya Nebîyallah
Sen ümmet eyle kendine ayırma beni
Serâb olmasın hayâlim ya Habîballah
Bu zindana kim attı bizi
Bu hücreye kim kapattı
Küçükten, büyüğe
Olmadan, ölmeye
İzbe… Boğucu, bunaltıcı
Bir dehliz…
Gülüşüne çiz yüreğimi
Taze gül yaprağı gözlerinle gönlümü…
Kanmak istiyorum yalana
Olmayacak olana
Ve kanmak aşka
Kalkıp gel bir gün avuçlarımın içine
Dünya kirletiyordu her şeyi
Doğan karı ve doğanları…
İnsanoğlu bir kar tanesiydi doğarken
Yeryüzüne ulaştığında kirleniveren…
Ömrüm kısa sanki bir lâle gibi
Sürurum beter sanki bir nâle gibi
Gönlüm dert verir her dem yanından
Feleğin yazdığı bana sanki bir şûle gibi
Yaşamak bir uçan balon
Yükseklere çıkmak kaderin
Yükseldikçe yüreğin patlayacak
Umrunda değil
Ölüm alın yazın
Hayallerim, dallarına astığım çaput parçası
Sözler artık değersiz paçavra
Düşmanımın görmediği avuçlarımı
Kırkikindi bulutlarına gösterdim
Dualarımı elime yüzüme bulaştırdım
Ve anladım ki olgunluk çağımda
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!