Vakit ne geri gitsin ne ileri,
Zaman dursun birden akmasın diyorum.
Kapansa gözlerim kaybolacak feri,
Yağmur yağsın şimşek çakmasın diyorum.
Her bekletişin bir öncekinden uzun
Her bekleyişim bir sonrakine hasret
Seni beklemek ki tuhaf bir esaret,
Sıkıcı bir oyun,
Belki de asalet.
Nerede bir güzel görsem
Bir an seveceğimden korkarım
Örümcek olup ağ örsem
Hiç tutunamam sarkarım
Kaçarım hep köşe bucak
Tam zamanı gelmişken bu şehirden kaçmanın,
Dilber kilitler kapım imkanı yok açmanın.
Onanmaz fikir içimde bir ukde,
Gel bekliyorum, gel mahşer gününde.
Yansımalar var bütün aynalarda,
Lakin gerçekler saklı manalarda.
Seni hatırlatıyor gördüğüm her güzellik,
Senin şarkını söyler hep dallarda bülbüller,
Gülü kıskandırıyor bu ayinvâri şenlik,
Duyacağım kokunu açıyorken sümbüller.
Sen aydınlık, ben karanlık,
Bir erişme tan yerinde.
Buluşalım hep bir anlık,
Ayrılalım tam yerinde.
Sen aydınlık, ben karanlık,
Kaybolan zamânın son izlerini
Bulasıya değin gezdim Bursa’da
Secdeye huşûyla vur dizlerini
Titreyen rûhları sezdim Bursa’da
Duâların rengi şehri boyadı
Adı Bursa şehrin, “yeşil” soyadı
Ne ben benim,ne başkası;
Ne sen sensin, ne gayrısı,
Aslında ne bir sen varsın,
Ne de Kays'ın bir Leyla'sı.
Düşünme tek bu zamanda.
Ben çıkmaz sokakların yitirdiği çocuğum,
Bende hangi sokağa girsen
Herşey karanlığa mahkum.
Ben yoklukların bitirdiği çokluğum,
Yokluğumun kapısını çalıp içeri girsen
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!