O
Geldi ve sordu:
Beyaz bir fonda hüzün söylediniz
Bir şiire sizden ne kaldı?
- Biliyordu -
Gittiniz..
Bütün zeminlerde okunabilsin diye sesiniz
Önce bir şey oldu yüzüm - asırlık duanın son okunuşu -
Ve bir cümlenin sonuna -A- sırf biraz daha dinlensin diye
Biraz daha unutulsun diye ölüm.
- O’nu unut. Gözlerimizi açarken... O acıyı...
Benim gözlerimi zor kurtardılardı
-M-
Yanmamış kireçler içinden bir Pazar günü
Annem ve babam dokunduydu beyaz havlularla
Kurumuş gül yaprağı gözlerim iki yorgun kuş gibi
Düştüydü önlerine.
-M-
Biliyor musun?
Hayattayım.
Galiba...
Az önce
Ağladım.
-Sonra adının harflerini göçlerin geride bıraktığı mezarlıklarda buldum-
(Bence biraz düşün.)
Hun’lu bir kadının ayak izlerini geçtim
göç yollarından taşıdığı sesleri
I.
Lütfen daha fazla kendimde duramıyordum
Bütün gece o sesinizdeki şeye uyanmaktan
İçinden ölmüş bir çocuğa (Nolur gidelim seninle)
Burada kalmaktan korkuyordum.
- Ölümü ve çocuğu aşktan ayıramayanlar için
(Ölümü ve çocuğu aşk sanmasınlar diye) -
Perşembeleri dua etmem
Ve akşam 7'leri...
Çünkü soğuksa karanlık
Doğduğum günden beri
İçimde kötü bir his.
-M-
Biliyor musun?
Beni bıraksınlar.
Seni çağırdım
-M-
Bu kıyametler bu ateşler ortası.
İnanmıyorsan
Ellerimde kül yarasıyla dokunduğum
Gözlerin de mi?
Samandağ’da
Gözlerimin önünde kelebekler uçuşurken:
Umutlarımı ve yüzümü alıp yanına geldim
Sonsuz acılarımın dinlendiği o kıyı bakışların için
Yoksa bunlarla nasıl yaşarım ben M?
Bunu kabul et.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!