Yüzünün nurunu,saç ki;
dönsün beyaza,karam
yıllardır kapanamadı
kalpteki,derin yaram
Hiç,gülmedi ki kaderim
İçmek için geldim,dost meclisine;
Lakin,gördüm ki,dudaklar kuru,kadehler badesiz
Bir anlam veremedim;
Ben mi erkenci,yoksa,onlar mı habersiz
Gün sönüp, mehtap yanarak;
Doldur, ömrün testisini
yüce Allah sevgisiyle
er geç testin kırılacak,
kalırsın gnderdiğinle
Yan, kavrul, onun ateşiyle
Sensiz, yoruldu artık bu kalbim,
söyle, durmasını mı bekliyorsun?
her bir cefanı çekerim diye,
bana, yeni yeni dertler ekliyorsun
Ey hasta gönlüm! Boşuna bekleme sen
Özlemin bir kıvılcımken,
şimdi, alev alev yakıyor, bütün tenimi
Düşmüşüm, kör kuyuya da,
hiç kimse, duyamıyor, figanımı sesimi
Hasretin, beni yakıp kavururken
sanki, bedenimde bir el, yangınımı körüklüyor
ismini anarken, döktüğüm her damla gözyaşım
zehir olup, tekrar içime döküiüyor
Firakın, acı bir tütsü gibi, dolsa da havaya
Gönül; seni bulmuşsa
gözlerinin, o, koyu kahvesinde
Beni; benden alıp da
hülyalara salmışsa,gördüğüm her keresinde
Gözlerin; beni tutsak etmişse
İnsanoğlunun, dört mevsimdir hayatı:
vardır, baharı,yazı, kışı,hazanı
kışını sorma!
o gelince, hatırlatır hep mezarı
Sen, Rabbini unutma sakın!
Gönlümü ateşe attım, yine de, üşüyor, üşüyor
her nereye baksam, hazan mevsimi;
yapraklar gazel olmuş düşüyor
çok zaman var,kaldı, bir ahunun gözlerinde düşlerim
Şimdi, yabancı oldum, kendime bile;
Göğsüme dayadıkça, o güzel başını,
sandım, mehtap bağrıma indi
Sanki, gül bahçesindeymişçesine,
tüm kokuların, tenime sindi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!