On Yedi Yaşım Şiiri - Şahbettin Uluat

Şahbettin Uluat
501

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

On Yedi Yaşım

On yedi yaşındaydım.Duyarlı ve duygusaldım. Deneyimsizdim, tedirgindim, yalnızdım. Uzak ve örtülü bir şehirden gelmiştim. Ülkemin öte yakası kadar uzak bir yerdeydim.

Okumak arzusuyla, trenle üç gündüz, iki gece yolculuk yapmıştım.
Askeri okulun kapısından yetersiz bir gerekçeyle çevrilmiş, dilini bilmediğim işlerden sınıfta kalmıştım.
Geri dönmek bana kalan son şeydi.
Memlekete gitmeden önce bulunduğum kentin yüksek yerlerinden birini, kalesini görmeyi arzulamıştım.
Vaktim sınırlıydı. Koşarak çıkmıştım bir sokaktan yukarı doğru. Soluk soluğa kalmıştım.
Onunla tam o halimle karşılaştım.
Issız ve uzak bir dağda, yeşilsiz bir dağda, yüksek bir kayada açmış kocaman bir gül gibiydi.
Günlerce çölde susuz kalmış birinin bir vahaya rastlaması gibiydi rastlaşmamız benim için.
Uzun süre hücrede kalan bir mahkûmun güneşe çıkması gibiydi.
Çok kısa süren bir karşılaşmaydı bu.
Durmuştum. Durmuş, put kesilmiş ve seyretmiştim o güzelliği.
Bütün silahlarımı elimden düşürmüş, tutsak olmuştum.
Bütün yollarımı bitirmiş, kalakalmıştım.
Bir şeylerin kurbanı oluyordum.
On yedi yaşımın, garipliğimin, deneyimsizliğimin, hormonlarımın, utangaçlığımın, haram ve günah fikirlerimin ve diğer hiç bilmediğim, bilemeyeceğim şeylerin kurbanı oluyordum.
Tamamen teslim olmuştum.
Bacaklarımda biraz yorgunluktan, biraz heyecandan, biraz da o karşılaşmadan bir titreme başlamıştı.
Düşecek gibi olmuştum. Ondan kopmamak için direnmiştim düşmeye.
O an farkına bile varmamıştım, öyle dik bir yokuştan düşüp yuvarlanmam sonum olabilirdi.

Göz göze gelmiştik.
O da durmuştu.

Tertemiz sular gibiydi. Başını savurup gözlerinin önüne düşen sarı, yumuşak saçlarını geriye atmıştı.
İçimde kopan fırtınaları fark etmiş gibi duraksamıştı.
Sonra birden dönüp gitmişti.
Vurgun yemiş gibi kalmıştım orada öylesine.
Aklım başıma geldiğinde devam etmiştim tırmanmaya.
Kaleye çıkmış, tarihi duvarlara, yapılara, kale içindeki ağaçlara bakmıştım. Hepsinde defalarca onu görmüştüm.
Aşağıya, körfeze bakmış, şehrin kuşbakışı masum resmine bakmış, onu görmüştüm.
Geri döndüğümde, otobüse bindiğimde yol boyu her yerde onu görmüştüm.
Tam otuz yedi yıl oldu. Bugün oturmuş onu yazıyorum.

Kim olduğunu bilmiyorum.
Siz de bilmezsiniz.
Ama o kenti, o yüzyıllarca farklı kültürleri bağrına basmış kenti bilirsiniz.
O adı gavura çıkmış, güzeli bol kenti,
bilmeseniz de tahmin edersiniz.

28.12.2010 01.45

Şahbettin Uluat
Kayıt Tarihi : 29.12.2010 01:12:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Şahbettin Uluat