Ön Yargıyla Hüküm Verme Şiiri - Sezayi T ...

Sezayi Tuğla
1645

ŞİİR


12

TAKİPÇİ

Ön Yargıyla Hüküm Verme

ÖN YARGIYLA HÜKÜM VERME

Biri, aleyhine haber getirir,
Önyargıyla hüküm verme, araştır.
Senden alır, başkasına götürür,
Önyargıyla hüküm verme, araştır.

Bir yerlerde okur veya duyarsın,
Nefsî hislerine hemen uyarsın,
Bu akılla nasıl hüküm koyarsın?
Önyargıyla hüküm verme, araştır.

Nefis hüküm verir, vicdan kör olur,
Yüreği dağlayan sönmez kor olur,
Yanlışı telafi etmek zor olur,
Önyargıyla hüküm verme, araştır.

Cevabı olmayan sual sorulmaz,
Menzili olmayan yere varılmaz,
Buharlaşan su, donmadan kırılmaz,
Önyargıyla hüküm verme, araştır.

Çabuk biter, ataların mirası,
İyi yanar, çamın yağlı çırası,
Bir kulak ver, gelmiş iken sırası,
Önyargıyla hüküm verme, araştır.

(NİSAN 2007)

Sezayi Tuğla
Kayıt Tarihi : 30.10.2012 14:41:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


EŞREF SAATİ Her insanın bir eşref saati vardır. İşte o an geldiğinde moraller gayet düzgün, hoşgörüler en üst seviyelerdedir. Problemleri, içinden çıkılması hemen hemen imkânsız bir sandığa kilitleyip, anahtarını da kendisinin bile bulamayacağı bir yere attığı anları vardır insanların. Her insanda bu zaman ölçüleri değişir. Bazısında çok kısa, göz açıp kapayıncaya kadar geçerken bu eşref saati, bazısında da çok uzun zamana yayılarak gamsızlık ve vurdumduymazlık tanımıyla adlandırılır. Her insanın, aslında bu eşref saatinde kendisini, vicdan ve insaf aynasının terazisinde ölçülendirmesi gerekir. Toplum içindeki yaşantısında kendisinin ne kadar hoşgörülü, ne kadar önyargısız, ne kadar insaflı vs. olup olmadığını sorgulamalı insan. Kişi, bir yazı okuduğunda, bir şey duyduğunda kafasındaki şartlanmışlıkla yargısız infaz yapmamalı. Şayet aklının kesmediği bir soru işareti varsa kafasında, direk (mümkünse) kaynağına başvurarak gerçekleri öğrenmeye çalışmalı. Yoksa en yakın imkânlardan yararlanarak araştırmalı. Hele hele akıllı insan bu vebalin büyüklüğünün altında ezilmemek için önyargıdan kesinlikle kaçınmalı. Sadece kısa bir hikâyeyle örnek vermek istiyorum; Küçücük bebeği olan bir anne, günün birinde tarlada yaralı bir gelincik bulur. (Buradaki gelincik, tarla fareleriyle beslenen ufak tefek yabani bir hayvandır.) Alıp eve getirir ve yarasını da sarar. Onun iyileşmesine vesile olurken gelincik de anneye iyice alışır. Bir gün anne, bebeğini evde uyur halde bırakarak kısa sürede dışarıdaki işlerini halletmek için evden çıkar. Anne bir müddet sonra geri döndüğünde, gelinciğin ağzının ve ayaklarının kana bulanmış olduğunu görür. Galeyana gelerek o kızgınlıkla zavallı hayvanı öldürür. Telaşla bebeğinin bulunduğu odaya koşar. Bir de ne görsün, bebeği beşiğinde mışıl mışıl uyuyor. Yanında da başı parçalanmış zehirli bir yılan yatmakta. İşte, bir önyargının neticesi, takdiri siz okuyucularıma bırakıyorum.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Sezayi Tuğla