On İki Eylül Şiiri - Sinan Karakaş

Sinan Karakaş
20248

ŞİİR


40

TAKİPÇİ

On İki Eylül

Hareketin görünen yüzü, vatan kurtarmak,
Arka planında ise, parsa toplamak,
İnsan düşünen varlıktır, yasak konuldu,
Düşünen bütün insanlar, hapse atıldı,
On ikiden vurmak istediler milleti,
Millet pes etmedi ve diretti,
Ortadaki senaryo, elbet orta oyundu,
Millet kendi arasında, kampa bölündü,
On iki eylül günü, bir dönüm noktasıydı,
Gençler bu oyunun,belki de kuklasıydı,
Bir yıl bekledik diye demeç verenler,
Şecaat arz ederken, sirkatin söyler,
Sobalarda kitaplar,ne suları kaynattı,
Gençleri mahpuslarda, kimler çürüttü,
Ne darbdan hoşlanırım, ne de darbeden,
Eskiden diyemezdik, bu sözü harbiden,
Farkımız kalmış mı bizim, bir harabeden,
On yılda bir nedensı, hep kırpılıyoruz,
Uyanmamız gerek, ama çırpınıyoruz,
Solcu dediler verdiler ellerine silahı,
Sağcı diyerek oluşturdular karşı cenahı,
Aynı silahlar ellerde dolaştı,
Gençleri kırdırmak için çok uğraştı,
Soğuk savaşın aktörleri rol çalıyordu,
Anaların yüreklerinden de ah alıyordu,
Zorbalar zalimler ne zaman insan oldular,
Onlar kendi açılarından tanrıydılar,
Büyük abi bizim çocuklar işi bitirdi dedi,
Olgunlaşsın diye bekleyenler de çok can yedi,
Binlerce dava binlerce işkence,
Bu uygulamalar nasıl olsun insanca,
Ah aldılar, ah aldılar, ah aldılar,
İnsanlık adına sınıfta kaldılar,
Çiğnediler, çiğnediler, çiğnediler,
İnsan onurunu ezdiler,
Hukuku dümdüz ettiler,
İnsanlara pislik yedirdiler,
Ebu garipmiş,ıraktaki zulmün adı,
Onların tanrıları gençlerimizden adaklar adadı,
Üç onlardan üç bizden oılsun dediler,
Onlar kim biz kimiz söylemediler,
Sahipsize, sahipsize, hep sahipsize,
Söyleyin kim oldu sahip size,
İnsanız insanlar yönetsin istiyoruz,
Yönetemezse çeksin gitsin diyoruz,
Kime kul olursam, efendi olmaya hazır,
Biz efendi değil, hizmet eden istiyoruz,
Kim neye kime inanıyorsa inansın,
Sen de elbet herkes gibi insansın,
Bir daha, bir daha bir daha,
Kimse kendisini benzetmesin ilaha,
Sahte ilahlara yok ihtiyacımız,
Gerçek ilah zaten başımızın tacımız,
Ortak ve azami müştereğimiz,
İnsan olmak insanca yaşamak,
Olmalı bütün dileğimiz.

Sinan Karakaş
Kayıt Tarihi : 12.9.2009 22:32:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • İbrahim Yılmaz
    İbrahim Yılmaz


    Büyük abi bizim çocuklar işi bitirdi dedi,
    Olgunlaşsın diye bekleyenler de çok can yedi,
    Binlerce dava binlerce işkence,
    Bu uygulamalar nasıl olsun insanca,
    Ah aldılar, ah aldılar, ah aldılar,
    İnsanlık adına sınıfta kaldılar,
    Çiğnediler, çiğnediler, çiğnediler,
    İnsan onurunu ezdiler,
    Hukuku dümdüz ettiler,
    İnsanlara pislik yedirdiler,
    Ebu garipmiş,ıraktaki zulmün adı,
    Onların tanrıları gençlerimizden adaklar adadı,
    Üç onlardan üç bizden oılsun dediler,
    Onlar kim biz kimiz söylemediler,
    Sahipsize, sahipsize, hep sahipsize,
    Söyleyin kim oldu sahip size,
    İnsanız insanlar yönetsin istiyoruz,
    Yönetemezse çeksin gitsin diyoruz,
    Kime kul olursam, efendi olmaya hazır,
    Biz efendi değil, hizmet eden istiyoruz,
    Kim neye kime inanıyorsa inansın,
    Sen de elbet herkes gibi insansın,
    Bir daha, bir daha bir daha,
    Kimse kendisini benzetmesin ilaha,
    Sahte ilahlara yok ihtiyacımız,
    Gerçek ilah zaten başımızın tacımız,
    Ortak ve azami müştereğimiz,
    İnsan olmak insanca yaşamak,
    Olmalı bütün dileğimiz.

    Sinan Karakaş




    ÜSTADIM SİNAN BEY ;

    12 eylül askeri darbesiyle ilgili arkadaşlarımızın bu günlerde güzel şiirlerini ve yazılarını okuyoruz..o günleri yaşayan bizlerin hala yürekleri yanıyor..ben de 12 eylül darbesi ve tüm darbelerle ilgili ortak bir yorum yazdım..sizinle de paylaşmak istedim..

    sözüme başlamadan önce bir de şunu ifade edeyim 12 eylül darbesi faşittir 27 mayıs darbesi devrimdir saçmalığına asla katılmam..yeryüzünde ister Şilide ister Arjantinde ister Mısırda ister Pakistanda ve isterse Türkiyede olsun halk iradesine karşı yapılan her askeri müdahalelerin adı darbedir ve halkın iradesine karşı işlenmiş anayasal suçtur..mutlaka sivil mahkemelerde hesabı sorulup bu darbeciler yargılanmalıdırlar..ve demokrasinin aklanması için mahkum edilmelidirler..

    Türkiyede bu darbelerin arkasında kimler var bizi sağcı solcu diye ikiye bölüp bize bu cennet vatanda cehennem azabı çektirenlerin gerçek yüzleri klimlerdir,bunları derinlemesine hiç merak edip sorgulamıyoruz.

    11 eylül gecesine kadar her gün bu memlekette 30 kişi sağcı ve solcu diye öldürülürken 12 eylülden itibaren hiç kimsenin ölmemesinin acaba gerçek sebebi nedir..bunu hiç düşündük mü..? o zaman ABD dış ileri bakanı Hemri kissinger bizim çocuklar başarolı oldu darken darbeyi onayladıklarının ve darbenin arkasında kimlerin olduklarının ipuçlarını aklı olan bizler hala anlayamadık mı..? darbeciler bize kardeş kanının akmasını durdurmak için darbe yaptıkları yalanını söylemediler mi..? peki o kanı akıtan kimlerdi..aynı silahı sağcının eline verdirip solcu vatan evladını yine aynı silahı solcunun eline verip sağcı vatan evlatlarını öldürtmediler mi..? peki kim bu karanlık yüzlüler..onca yıl geçti millet olarak hiç mi merak etmedik bunların kim olduklarını.? .hala sen sağcısın ben solcuyum gafleti ve muhabbeti içindeyiz..bizi yıllar yılı uyutanlara karşı uyanalım artık..

    ben caddelere baktığımda bize ait gurur duyacağım icat edilmiş dünya çapınca almanya japonya fransa ve hatta güney kore gibi markamız olan ürünlerimizi göremiyorum..yazık değil mi bu asil milletin gençlerine..ben sağcı sen solcu olsan ne yazar...kafalarımız milli değil müstemlekeyiz müstemleke..ama ne demekse sağcılık veya solculuk anlamış değilim yıllar yılı, aldımı kalemi elimize hepimiz mangalda kül bıralmayız..ben bir yılda ülke insanı ve devleti olarak bırak japonyayı almayayı bir güney kore kadar mal ve hizmet üretip üretemediğimize bakarım..gerisi hikaye..

    saygıdeğer arkadaşım

    şair şöyle diyor;

    BÜTÜN MESELE MESELENİN BAŞIDIR.

    bizler meselelerin sonuçlarıyla ilgileniyoruz..peki meselelerin görünmeyen arka planlarında türkiye üzerine oynanan oyunların,darbelerin ve kardeşi kardeşe düşüren nifakların içinde kimler vardı,amaçları neydi..? gibi konuları bilmek zorundayız..

    bu ülkede bizi bazen sağcı solcu,bazen alevi sünni,bazen laik anti laik ve bazen de Kürt Türk diye ayırıp yıllar yılı bizi bize kırdıran kökü dışarıda taşıyıcı ruh olan içimizdeki dış güçlerin işbirlikçisi MASONLARI tanımadan bu vahim olayları asla anlayamayız ve açıklayamayız..hatta dünya çapında bir yahudi tarikatı olan MASONLUĞU bilmeden,amaçlarını tanımadan türkiyenin ve dünyanın nasıl idare edildiğini asla anlayamayız....o zaman masonları ve bu ülkedeki amaçlarını iyi tanımalıyız...

    .ATATÜRK 1935 yılında masonları meclis kararıyla neden kapattı...o biliyordu ki masonlar koskocaman osmanlı imparatorluğunu ittihat ve terakki partisini kullanarak yıkmışlardır..hiç olmazsa genç Türkiye Cumhuriyetine bir zarar vermesinler diye düşünüyordu ATATÜRK...bu tarihi gerçeği hangi Türk aydını ve genci biliyor...ve bizler habire birbirimizle kavga ettik ve ettirildik..artık enerjimizi birleştirip TÜRK bayrağını marsa dikme zamanı gelmedimi..?

    fakat ATATÜRK'E ihanet ederek 1948 yılında tekrar meclis kararıyla bu mason derneklerini kimler, ABD verilen hangi tavizlerle,hangi baskılarla ne amaçla ve niçin açmıştır..hadi durmayın araştırın..ve bu melekette sahte ATATÜRK çüleri de öğrenmiş olursunuz..hiç masondan ATATÜRKÇÜ olur mu üstadım..? peki günümüzün ATATÜRKÇÜLERİ kimler..? ? ? ? ? ? ?

    gerçeği arayan ve araştıran yüreğinizin sesi olan çalışmanızı beğenerek okudum..güzel yüreğize selam olsun..

    kutlarım saygın kaleminizi..tam puan 10..akçaydan selam ve saygılarımla...ibrahim yılmaz

    -


    ATATÜRK MASON LOCALARINI NEDEN KAPATTI? ?


    Atatürk, uzun yakın arkadaşlarıyla istişare ettiği mason localarının kapatılmasıyla ilgili düşüncelerini ilk olarak 1935 yılında gündeme getirdi. İttihat Terakki Cemaati içerisindeki masonların Türiye'ye verdikleri zarar ATATÜRK ve herkes tarafından bilinmekteydi. İttihat Terakki'yi yakından tanıyan Atatürk, Cumhuriyet'in kuruluşundan beri locaları kapatmayı düşünüyordu.. Dönemin Van Millitvekili İbrahim Arvas, hatıralarında Atatürk'ün masonlara yaklaşımını şu şekilde ifade ediyor:

    'Mustafa Kemal'in sevmediği iki zümre vardı. Birincisi dönmeler ikinci ise masonlardı... Bir gün eski Adliye Vekil Mahmud Esat Bozkurt'u çağırdı. Kendisine masonların taksimat, teşkilat, ahvalini bildirir bir kitap verdi. 'Bunu güzelce mutalaa et, bir takrirle Halk Partisi grup başkanlığına ver, grupta bunlara şiddetli hücum yap ve grupça kapanmasına dalalet et. Senin de bu işte büyük şeref payın olacaktır.' dedi. Grup danışmanı Mahmut Esat Bozkurt riyaset makamına bir takrir verdi ve takririnin okunmasını reisten rica etti. Hülasası şöyleydi: 'Masonluk kökü dışarıda bir yahudi tarikatından başka bir şey değildir, memleketimizde bunun ne işi vardır? Bunu da grup kararıyla kapatalım...
    Ertesi hafta Recep Peker geldi ve kürsüye çıkarak şu müjdeyi verdi: 'Arkadaşlar yarından itibaren Türkiye'de masonluk kalmamıştır ve bütün localar kapanmıştır...' salonda bir kıyamet koptu, alkışlar, bağırmalar 'kahrolsun yahudi uşakları' sesleri tavanları çınlatıyordu. Şükrü Kaya ve arkadaşları sırra kadem basmışlardı. Grup dağıldıktan sonra Dr. Mim Kemal'i öne katarak meclisteki masonlar toplu olarak Reis-i Cumhur'a gitmişlerdi. Mim Kemal Reis-i Cumhur'a hitaben: 'Efendimiz biz zaten maiyet-i devletindeyiz fakat siz Meşrik-i Azam'ımız olursanız, bir pervane gibi etrafınızda dönüp dolaşırız' demiş. Reis-i Cumhur: 'Peki bir şey soracağım, bana cevap veriniz de sonra... Siz Avrupa'da hangi locaya bağlısınız ve mektubunuzun ismi nedir?
    'Biz Cenovaya tabiiz ve Reisimiz Barca Mişon cenaplarıdır.' demiş. Bunun üzerine küplere binen Mustafa Kemal Paşa onlara hitaben: 'Haydi defolun buradan cehennem olun gidin. Yahudi uşakları! ' Benim milletim bana kahraman sıfatı verdi ben sizin gibi bir çift yahudiye uşak mı olacağım? Bu gece sabaha kadar Türkiye'deki bütün locaları kapatmadığınız taktirde, yarın teşkil edeceğim, Divan'ı Harb-i Örfi'ye hepinizi verir ve astırırım. Haydi defolun karşımdan.' diyerek onları kovdu, onlar da yıldırım telgraf ve telefonlarla vaziyeti İzmir, İstanbul ve Adana'ya bildiriler ve sabah olmadan hepsini kapanma kararlarını getirip, henüz sofrasından kalmayan Reis-i Cumhur'a verdiler ve derin bir nefes aldılar. Reis-i Cumhur Mustafa Kemal bu suretle bütün mason localarını kapattı.' (İbrahim Arvas, tarihi hakikatler, s.71-72)

    YIL 1948; LOCALAR TEKRAR AÇILIYOR

    İsmet İnönü'nün aldığı ani bir kararla, 5 Şubat 1948 yılında Türkiye Mason Derneği'nin kurulması ile Atatürk'ün emri ile kapatılan mason locaları, İnönü'nün emri ve Celal Bayar'ın desteği ile tekrar faaliyete girmiştir. Masonlar açtıkları davalarda, Halkevlerine devredilen tüm mal varlıklarını tekrar ele geçirdiler.

    5 Şubat 1948 tarihinde 'Türkiye Mason Derneği' ismi ile İstanbul Valiliği'ne yapılan başvuru kabul edildi ve masonlar, bu tarihten sonra resmen faaliyete başladılar. Locaların 13 yıl aradan sonra açılması, uyku döneminde olan masonlar tarafından sevinçle karşılandı. Bu sevinçlerini kendi kontrollerindeki gazetelere tam sayfa ilanlar vererek duyurdular. Atatürk tarafından kapatılan mason localarının tekrar açılışını İbrahim Arvas anılarında şöyle anlatıyor:

    'İsmet Paşa'nın Reis-i Cumhurluğu sırasında Kanun-u Mahsus ile localar kapanmadı diye masonların müracaatı üzerine tekrar localar açılıp faaliyete başladılar. Ve 1952'de ise Atatürkçü geçinen ve onunla iftihar eden Celal Bayar da, Ahmet Gürkan'ın teklif ettiği mason localarını kanunla pekiştirdi. Tabii bu ameliyeyi Meclis yaptı fakat bu müzakerelerin devam ettiği üç celse zarfında Celal Bayar Reis-i Cumhur locasına gelerek konunun müzakerelerini sonuna kadar takip etmiştir.' (İbrahim Arvas, Tarihi Hakikatler, s.73)

    İsmet İnönü'nün aldığı ani bir kararla 5 Şubat 1948
    yılında Türkiye Mason Derneği'nin kurulması ile Atatürk'ün emri ile kapatılan mason locaları, İnönü'nün emri ve Celal Bayar'ın desteği ile tekrar faaliyete girmiştir. Masonlar açtıkları davalarda Halkevlerine devredilen tüm mal varlıklarını tekrar ele geçirdiler.

    Cevap Yaz
  • Ozan Sentezi
    Ozan Sentezi

    Duyarli yüreginize kaleminize selam olsun üstad katilmamak mümkün degil tebrikler saygilar

    Cevap Yaz
  • Mehmet Gözükara
    Mehmet Gözükara



    O günler gitsinde gelmesin sayın Hocam. O günler her türlü senaryonun anında hayata geçtiği ve aynı silahla her iki taraftan öldürülen vatan evlatlarının düşürüldüğü tuzağın diğer adıdır.

    Paylaşım için teşekkürler

    Tebrikler

    Allaha emanet ol

    Cevap Yaz
  • Mehmet Çoban
    Mehmet Çoban

    O günleri yaşayan biri olarak, üstelik 12 eylüle karşı olan olarak, derim ki, akıllı olduğunu zanneden nice fikir adamarı, kahraman siyasetçiler, gençler, davulla zurnayla 12 eylülü davet ettiler.

    Öyle ki, altın yaldızlı davetiyeler çıkardılar.
    Öyle ki, darbeler için ağıtlar yaktılar
    Öyle ki, çıldırdık birileri bizi dediler

    Ve düdükler çalındı... Tanklar yürüdü. soklarda postal sesleri yükseldi.

    Ortaklık tıs oldu.

    Nice kahramanlar alkış tuttular..
    12 eylüle ağıtlar düzdüler
    Komutanlara şiltler verdiler

    Bizler bu riyakarlıkları, ikiyüzlülükleri gördük...

    Görmek isteyenler arşivlere insinler...

    Gazeteleri karıştırsınlar...

    Daha dün... Askeri göreve çağıranlar yok muydu...

    Asker tanklarını yürütmüyor diye kızanlar, bağıranlar, çağıranlar yok muydu.

    Herkes çıkarına darbe karşıtı..
    Herkes çıkarına darbe yanlısı..

    27 mayısçılar var.. Baş darbeciler..
    İstiklal mahkemeciler var. Özgürlükleri kısıtlayıcıların başları..

    Hani sesleri... Tıs.....

    Olaylar şunu özetliyor..

    Tek gerçek çıkardır...
    Çıkarlar meşrudur.

    Cevap Yaz
  • İzabell Tchavdarova
    İzabell Tchavdarova

    Kimse kendisini benzetmesin ilaha,
    Sahte ilahlara yok ihtiyacımız,
    Gerçek ilah zaten başımızın tacımız,
    Ortak ve azami müştereğimiz,
    İnsan olmak insanca yaşamak,
    Olmalı bütün dileğimiz.

    Kutlarım Dost Yüreği...güzel anlatım...
    ant.

    Bitimsiz Sevgilerimle...

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (13)

Sinan Karakaş