Bir adam ki sanat eylemiş yalanı
Gözünden dökülen yaşlar timsahın
Kurmuş yasasını kolay eyler talanı
Belaya bulaşmaz başlar timsahın
Onyedi yaşında Erdal'dır acımız
Yıllar akıp gitti gözüm yaşıyla
Ciğer pare pare dostun taşıyla
Bilmedim dünyayı yazı kışıyla
Varıp hasretine düştüm Mahzuni
Sözün kulakların ardında kaldı
Biri yasa yaptı beyin
Dedi doyasıya yeyin
Zama zulme evet deyin
Sende hayırsız olma yavrum
Kırk yıllık kurt kuzu oldu
Ayaksız dolaştım sahrayı çölü
Bulandı gönlümün çalkanır gölü
Ben kör bilir idim ehli cahili
Onikiden hedef vurdu neyleyim
Zulüm tufanına uğradı göçüm
Dağdan köye odun çeker
Anamız yarimiz kadınlar
Sevgi eker zulüm biçer
Anamız yarimiz kadınlar
Diri diri gömmüştük onu
Kar yanığı çocuğum,
sen uçurum diplerinde
kıldan köprüler yapıp o minik ellerinle
ve yırtık çarığında kar suyu taşırken okuluna,
hangi kayanın dibinde bir asker postalı ezerken başını
ya hangi sıtmalı gecelerin gördün sabahını..
Göğü kapladı bir duman
Zalim avcı vermez aman
Düştü Cihan düştü Sinan
Kanlar aktı Kızıldere
Kızıldere kızıl oldu
Güzel senin derdin nice
Çok perişan gördüm seni
Gam yüklüsün içten içe
Bendin taşan gördüm seni
Yüreğin yarası derin gibi
Dedemden miras yetimlik bana
Ondan gözümde yaş eksik değil
Kırıldı kalbim ciğer kesildi kana
Basarım bağrıma taş eksik değil
Köyüm eski köyüm değildir gayrı
Ey bre emmoğlu ne olmuş sana
Dininde ana ata soy yokmudur
Neden selam vermezsin babana
Sanki imanına baban yükmüdür
Arabistan çölünde yanmış başın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!