Ömer Tural Şiirleri - Şair Ömer Tural

ŞAİRİN AŞKI...

Seni ne çok sevdim bilemezsinki,
Şairin torunu şairin aşkı,
Dede sözün dilden silemezsinki
Şairin torunu,şairin aşkı.

ŞAİRİN AŞKI

Seni ne çok sevdim bilemezsinki
Şairin torunu şairin aşkı
Ata sözün dilden silemezsinki
Şairin torunu şairin aşkı.

ŞAİRLER ANALİZİ

Yerde biten mantar gibi
Yeni şairler töredi
Hormonlu sahte salata
Yeni şairler töredi.

Şair olsaydım neleri yazmazdım
İçimdeki korkuyu
Yüreğmdeki hasreti,özlemi
Neler neler.
Ayrılık korkusundan,

ŞAİR ÖMER TURAL'IN BABASI RASİM USTA'YA AĞIT

Doğum, Bulgaristan, bin dokuz yüz on
Yaş, yirmi altı'da, Ana Vatan, yön
Atmış iki sene, ömür buldu son
Karagöl köyünde, öldüm dostlarım

SAKIN.

Benim Yiğit Arslanım
Dağdan inme olma sakın
Para pul her şey değildir
Madiyata kanma sakın.

SAKIN ELLEME!

Dertler, yüreğim de, katar olsa da
Duygulansam, gözüm, yaş la dolsa da
Felek, beni taştan, taşa çalsa da
Çek elini, ben den, sakın elleme!

SALAMIYORUM

Zembeleği bozuk, kurma, boşalır
Kahbe dölümü sün, desen, hoşlanır
Tükürükle bakın, her gün duş alır
Nasıl sözden anlar, bilemiyorum

Salif CEYLAN
/Askerin Salif Doğum:1910-ölüm:1969/

Ömer TURAL

Askerin Oğlu! Babası kurtuluş savaşında yıllarca askerlik yapar, tâki 18 yıl sonra köyüne döner. Bu sebepten dolayı; babasına asker diye çağırdıklarından Salif Amcaya bu yüzden "askerin oğlu" derler. Sonradan halk arasında "askerin salif" diye söylenir. Karagöl köyünde iki umut vardır birisi Karagöl köyü düzlükleri, diğeriyse yüksek dağlar, ırmak bucacağı. Bu düz ovaya, dağlarına ve Kızılırmak bucağına ümitle bakar Karagöl köylüleri. Irmak bucağında koyunlar yayılır, kuzular yayılır. Onların barınması için ağıllar vardır , ağıllarda sürüler. İsimleri tarihleşmiş; Gazinin ağlı, Deli Pınarlıların ağılı, Keleşlerin ağlı. Her oymakta ayrı ayrı sürü vardır!

SALİH PEKER (SALİH ÇAVUŞ)

1926 YILINDA Karagöl köyünde dünyaya geldi, babası Kayseri’li ulemalardan Recep oğlu Mehmet’tir. Annesi Ahsen hanımdır.
Salih Çavuşun babasından söz etmek istiyorum.
Kayseri Kurşunlu camii imamı iken Osmanlı döneminde Gemerek ilçesinin (o dönemde Şarkışla ilçe) Karagöl köyü merkez olmak üzere güneyindeki dağ ve boğaz köylerinde eğitmen olarak görevlendirilmiş, Karagöl köyünde kendisine ev tahsis edilmiş ve at ile zaman zaman diğer köyleri gezerek camilerde yada köy odalarında insanları eğitmiş, onlara dini bilgiler vermiş, sorunlarına yardımcı olmuş ve gönüllerde taht kurmuş bir ulemadır. (Mehmet efendinin babası Recep efendide aynı şekilde ulemadır ve aynı bölgede görev yapmış, görevi sırasında Mudarasın köyünde vefaat etmiş ve orada gömülmüştür. Köy mezarlığı içinde sarıklı Kayseri Mimarsinan taşından yapılmış mezar taşlı mezar Recep efendiye aittir.) Yaz aylarında sürekli bölgede kalmış olması nedeniyle bir eşe ihtiyaç duymuş ve Karagöl köyünde eşi Yemen’de şehit olan Ahsen hanımla 1924 yılında dini nikahla evlenmiştir. Bu evlilik Kayseri’de bulunan eşi tarafından kabullenilmeyince onu terk ederek Kayseri Kocasinan ilçesi Serçeönü mah. 388 hanede bulunan nüfus kaydını 1924 yılında Şarkışla ilçesi Karagöl köyü 86 haneye nakletmiş ve 1928 yılında ölümüne kadar Karagöl köyünde yaşamıştır. Ölümünden önce hastalanınca Kayseri’ye götürülmüş ve orada ölmüştür. Mezarı Seyit Burhanettin türbesi yanındaki eski Kayseri mezarlığındadır.