Acziyet kaderi değildir Türk’ün,
Mensubusun oğul bir yüce ırk’ın,
Hürriyet gen’indir bu senin farkın,
Şehit her can için kavgaya evlat…
Yıkılsın bu düzen,yaşasın devlet…
Başkaldırılarında eylül direnişlerinin,
Nasırlı yürekleri,
Kelepçeli bilekleri,
Beyaz elbiseleri içinde,
Kömür taşıyan maden işçileri gibiydiniz...
Yakın geçmişin karanlık silüetinden,
Bir vakit rast geldim günün yüzünde,
Saçları karadan sırmalı gelin...
Kaçamak bakışın düşer hüzünde,
Hazan da ahvali sormalı,gelin...
Sektikçe sineme değmez ayağın,
Keşke kırmasaydın,beni yıkmasan,
Bir parlayıp sonra sönmesen keşke...
Keşke dik dursaydın,boyun bükmesen,
Bildiğin yollardan dönmesen keşke...
Kalbe nakşolunan sadece bir sen,
Kısacık saçlarına buz tutsam zemheride
Sonra eteklerinden dökülsem yine olmaz
Neden erken doğmuşum gözlerin hep geride
Yırtık karanlığından sökülsem yine olmaz
Yürüyü? karary!
Sayylacak,
Say…!
Vatan sana canym feda…
Yki çöp cigara…
Öfkelendikçe mevsimlerini değiştiririm senin
Ama yağmurlar eski asaletiyle okşamaz saçlarını
Belki bir zemheriyle koyun koyuna uyuklarım,
Belki zaman zaman bir masalın en hüzünlü repliğinde ismini sayıklarım
Onurlu sessizlikler fısıldarım kaf dağının kulağına
Boynu bükük ankalarla selamlaşırım
Yıkılmaz sandığım,
Aslan gibi gövdeni,
Tasavvur bile edemiyorum,
Çatılmış üç namerd ağaçta,
Salınışını...
Sallanışını...
Tezekten yürekli ey kahpe adam!
Eşeğin peşinde koşan kürüksün...
Hin`liğin sürekli ey kahpe adam!
Özürlü fikrinle hepten çürüksün...
Sahte rapor aldın ne gerek vardı?
Gönül sana durmaz dargın,
Yaprağını dökünce gel…
Güzelliğin biter bir gün,
Yaşlanınca,çökünce gel…
Ne dilersen Haktan dile,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!