Gıgırcik kesildim ambu soyuhta,
Çıhıp bir yüzüme bahamazmiydın.
Yumurtalar dondi gazda tavuğda,
Çıhıp bir yüzüme bahamazmiydın.
Zaten ödüm gopir cazi anandan,
“Elveda”diye başlayan,
Bir şiirimi buruşturup,
Kağıt dönüşüm kutusuna attığım gün,
Bilemezdim Sunay Akın’ın,
O eşsiz “ayrılık şiiri” olarak,
Geri döneceğini.
Bedenim küheylan ruhum Donkişot,
Değirmensiz köyde yele düşmanım.
Düzen uçağında dümensiz pilot,
Beynimi kemiren mile düşmanım.
İftira jandarma adalet kaçak,
Mevla’m gayrısına bozuk halimi,
Açamıyom dillerime od düştü.
Canıma doladın binbir zalimi,
Kaçamıyom dillerime od düştü.
Kimse dinlemiyor gönül derdini,
Kıyıya vurmuş sebze kırıntıları
Hazır tuzuda atılmışken
Denizin
Geçmesini bekliyorlar
Yağ sızdıran bir geminin
Ve patlamasını bir tankerin
Çocuklar, ah çocuklar,
En anlamlı yolculuklar,
Gözleri kuş yuvası,bizlerse kuş gibiyiz,
Gagalarında ki sevgi de olmasa! !
Acımızdan gebeririz.
Halimi sormuşsun sevgili Annem,
Yaşıyorum işte daha ne olsun.
Hayat ağrı sızı telaş bahanem,
Şaşıyorum işte daha ne olsun.
Akşamdan sabaha biçare gibi,
Aynı düzen aynı çark,
Çalanımız değişti.
Mafya idi oldu ispark,
Talanımız değişti.
Eskisi kısa iken,
Bu akşam kendimi versem güneşe,
Batarken beni de batırır mı ki.
Ufkun ötesinde meçhul bir yerde,
Koynunda beni de yatırır mı ki.
Bir gece uyurken alsam kendimi,
Paldır küldür gelenler,
Sıra sıra giderler.
“Kovsan gitmem” diyenler,
Vura vura giderler.
Çelenler göynümüzü,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!