Istanbul
Süslü püslü kocakarı
Istanbul
iki dirhem bir çekirdek
Güneşli yokuşlarında gurbetim
Uzak kaldığımda hasretim
Gelin günahlarım gelin
Öpün ellerinden sevaplarımın
Hürmetine gireceksiniz cennete
Lütfudur, ihsanıdır Allah'ımın
Gelin tövbelerim gelin
Saç baş yatak darmadağın
Bedenim bıkkın yüreğim pişman
Kendim bile kendine düşman
En silik haddesinde hayalin
Uzanamayacak kadar uzak
Sakınamayacak kadar yakın
Cellat ölür zindan çürür
Eden ettiğinden bulur
Düşman divanı kurulur
Asar beni bizim eller
Şirin sözüm geçmez olur
Soğuk bir sabah yanlız başına
Misafir olursan mezar taşıma
Şakalarına sızan göz yaşlarına
Bir Yasinişerif sürmeden gitme
Affet ettimse kem sözlerimi
Birkaç iyi adam ayda birkaç gece
Buluşuruz bir camii bahçesinde gizlice
Kurtarmak için dini devleti zilletten
Konuşuruz Kuran dan hadisten siyasetten
Daha emin bile değiliz biribirimizin niyetinden
Ne zaman hava soğuksa
Üşüyen hasta çocuklar gelir aklıma
Yüzüne sinekler üşüşmüş siyah sabiler
Yaz aylarında Afrikada şurada burada
Bir bebek kokusunda anımsadığım cennet
Bir sen kaldın eskilerden bildiğim
Çoktan göçüp gitmiş yersiz yurtsuz çaylaklar
Yalnız kendime yazdığım şiirler kalmış
Ve sararmış yapraklar
Birde ahı kalmış Akif,in
Al ömrümü ver üstünü varmısın
Sermayesiz ele geçmiş karmısın
Omuzuma baş komamış yarmısın
Seni sana beni bana veren var
İnsanı kandıran şu süslü Dünya
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!