İşten geldikten sonra;
akşamları
mutlaka üzerimi-başımı değişirim.
evde acil bir durum,
bir davet, bir misafir de olsa
sülale de olsa hatta
sadece -senden öte şeyler- kalıyorsa
ayrılık mevsimi geldikten sonra...
o bakışın, o dokunuşun,
kulağıma fısıldayan
iç gıdıklayan sesin
kısacası 'sen'
bana bu Cumartesi tek değil
3 kişi gel! ..
biri,
isteklerini bir türlü gerçekleştirememiş,
o hayalindeki en ulaşılmaz şey;
'Böylesi' hayatta çoktur.
Her dakika da çıkmaz karşısına insanın ama
çoktur işte! ..
Bu sabah oldu yine...
Karşımdan geliyordu
Yaşanılan şoklar
düşülen darlıklar
umutsuzluklar ve karanlıklar -geçici- bende.
çoktan atlattım dünü
beceriksizliğimi
çocuksu yanlışımı
Köprüaltı tinercisine benzetti beni kankim geçen gün
şaşmadım...
öyle bir giyinip gitmiştim ki işe
kim olsa bir şeylere benzetirdi.
kankim isabetli benzetti.
Bir çılgınlıktı bu! ..
Satır satır yazılar,
dize dize şiirler,
peşpeşe
ardı arkası kesilmeyen o kelimeler
Ne Raja-Yogacı
ne meditatör
kuantumcu
reikici
ne kundalinici
lightariancı
Varsa eğer gücün bu alemde;
doğru işi, düzgün işi,
istediğini,
olması gerekeni adam gibi
gerekirse döve döve,
itekleye itekleye,
Sürekli politik oyunlarla
gülümsüyorsan etrafına,
öyle hallettiriyorsan işlerini
öyle çalışıyorsan iş günlerince
öyle sevişiyorsan akşamları
öyle seviyorsan hatta
Ben şairim demeyi şiirleriyle gösteriyor..Okuyucunun önüne serdikleri 'evrensel gerçekleri [miz]..okudukça
unuttuğumuz isyanları yeniden hatırlıyoruz..Gerçeği
sofraya koyup yüzleşme gücün varsa al ne kadar lazımsa diyor. Sesi ilginç metalik bir ses gibi geliyor kulağa..Doğal desek sahte to ...