Biliyorsun emanet bu can tende
Taşıyorum ama bir ben bilirim
Hayret, ölmüyorum yüreğim sende
Yaşıyorum ama bir ben bilirim
Acırım,bir kuş ayrılsa eşinden
Gerçek dost hem soğuk sudur hem kordur
Dost ne diyorsa hep gerçek diyordur
Dost; Bir kasa sahte altın içinde
Gerçeğini bulmak kadar da zordur
Dünyayı gezdimde her yeri gördüm
Kalbim sende esir hür değilim ben
Ne eller öptüm ne etek öptürdüm
Bir garip insanım pir değilim ben
Baharlar uzak vuslat diyarına
Deme;
Sen yan ben ısınırım
Isınacaksan söyle
Yanarım
Geçmişin üstüne toprak dökerek
Yırtık bakıyorum hayata nasılsa
Bırak; dinlensin saçların omuzlarımda
Gece gibi siyah saçarlının arasında
Martı gibi süzülsün ellerim
Bırak kelebeğin bir çiçeğe narince konduğu gibi
Konu versin dudaklarım alnına
Bırak kaybolayım simsiyah gözlerinde
Ben kırık tekneyle yolculuk yapan biri
Savaşta bedenini kaybede ruhu diri
Lakin bunları sizlere neden anlatırım
Bu halim belki de sizin için bir espiri
Ben ki yazıları sansürlenmiş bir yazarım
Gün saat bildirmeden
Bir gece yarısı çıkıp
Gelebilirim sana.
Ay, yer yüzünü kirlenmiş bir bakır rengiyle
kucakladığı zaman
Yahut yorgun bir eylül akşamının
Aykırı yaşamak istiyorum hayatı
Hayatın çerçevesi kırık
Gözlüklerinden yırtık bakarak
Ürkerek dokunmak istemiyorum ellerine
Ve ürpermeni de,her dokunuşumda,tenine
Sümen altı ettiğim ve hiç açmadığım
Kırk yaşında bir şairim
İkisi polis olmuş dört evladın
Haklı gururunu yaşamaktayım
Birini Atasına, emanet etmiş
Diğerini güneşin beş minare arsından doğduğu şehre
Sen şimdi bu şehrin neresindesin
Kaç gün koparabilirsin
Şu sahte dünyanın cimri ellerinden
Ağarmakta olan bir günün
Bekaretinin ardına mı sığındın
Ağustos sıcağında
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!