ışığı arayan bir gölgenin öykünmesi rüzgârlar
serin bir kuytuda uyuyor şimdi tüm kelebekler
şeytanın salyalı ağzından dökülenlerse sarmış evreni
zebanilerin zil döken çağında kurtlar solucanlar
kırkayaklar sürüngenler
omuz omuza
çakallar
ölümün
soğuk gözleri hep üstümüzde keskinleştiği sürece
nefessizliğimizin boğaz yerine bağdaş kurup oturan yaşam
senin ellerin senin kolların neden kısa ve çelimsiz
Tanrı gerçekliğini öteleyen azgın döneklerin sapıkların
sesi neden bir şimşek kadar tiz ve kılıç kadar keskin
neyin habercisi bu yolunmuşluk dökülmüşlük
kaybolmuşluk
bu çılgın sömürünün patlak yıldızları neden şaşalı
ışıltılı birer kuzgun
geçsin gitsin
bu insafsız acımasız dudağımıza sanrı emziren günler
hortumlar yutsun durmasın hiç karşımızda öyle
alımlı bir kısrak gibi hiç şahlanmasın
gözlerimizin önünde
dost düşman yerini bilsin ölüm bile sırasını beklesin
sıralı gelsin gelecekse de beklenen tüm yollar
zamanın soldurduğu kalplerin ruh çiçekleri
incinmesin hiç
.........
0212202406:09
Kayıt Tarihi : 20.1.2025 09:25:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!