Bu fani dünyadan baki olan meçhul yere göç etmek
Lakin bir daha ebediyyen geri dönmemek şartıyla
Sözün doğrusu uyuyup upuzun bir uykuya dalmak
Fakat sur’a kadar bir daha hiç uyanmamak kaydıyla
İşte ölüm hayatı budur! ilahi dergâhta
Göç ederken anayı-babayı, evladı malı-mülkü bırakarak
Dünya devranındaki her şeyi zevkleri-dertleri unutarak
Tabut denilen tekerleksiz tahtadan arabaya binerek
Kabristan şehrinde mezarlık mahallesinde kabir evine oturarak
İşte ölüm hayatı budur! alemi berzahta
Ölüm uykusunda o güzel ve korkunç rüyaları görmeden
Kapısı penceresi olmayan kalacağı evini hayali temaşa etmeden
Ne zaman, neyle, nereye, niçin, nasıl gideceğini hiç bilmeden
Güneşin doğmadığı gündüzü olmayan dünyaya gitmeden
Ölümü dahi bilemeyecek! seyri semahta
Ölüm hakikati denince aklımıza sadece bunlar mı gelir,
Göç etmek, uyumak, uyanmamak ve geri dönmemek öyle mi?
Hayır! bir başka ölüm vardır ki hilkati defalarca ölmektir,
Öyle ya! birisi o gerçek ölenler, öteside şu yaşayan ölüler böyle mi?
Ben-i ademde adeta yaşayan bir ölü! nükte-i mizahta
Ben-i âdem
03-06-1990
Adem Arslan 1
Kayıt Tarihi : 7.6.2020 17:54:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
çok sevdiğim bir arkadaşımın ölümünden sonra düşüncelerime dökülen cümleler
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!