Yılların yorgunluğu var üstünde
Bursa'da hastalandı,ciğer parem.
O o kadar hazır ki? ölüme,
altı aylık ömrü kaldı geriye.
Beni doğuran kadın,
o benim arkadaşım sırdaşım
onsuz bu şehirde yapayalnızım.
Gözleri 'üzülme 'diyordu.
babam içeride ağıtlar yakarken çaresiz.
Bu bizim son gecemiz.
göz göze geldik gün,
son bakışların son kışında.
Ruhum duvarları yıktı sözlerim isyankar,
almayın anamı yanımdan.
Bana dönerek; şükür siz büyüdünüz,
ne mutlu bana,sakın üzülme.
ölüm korkutmaz acı çektirmedik-ten sonra,
dudakları 'Allah Allah 'diyordu.
Ellerini son kez tuttum,boşluğa düşer gibiydi ellerim.
Buz gibi soğuk,
ölümün soğukluğunu hissettim gözlerinde,
belki yaşayacağım acıların en derin izlerini.
Yüreğim kor ateş,ciğerim parça parça kanayan yara,
gözleri gözlerime tutundu,elleri ellerime
sanki çok uzaklara gidecek gibi.
Nurum, ciğerim,seni öperek uğurladım.
acılı ruhumun tecellisi,acım çok büyük,
şikayetim yok.
Geldiğin yere giderken,
avuçlarımı her açtığımda dualarım sana
hakkını helal et ana.
Makamın cennet olsun.
kabir azabı yaşatmasın Allah.
sevgili anam yokluğuna dayanamam.
Kalbimi sana açtım,
'İlk göz ağrım, kara gözlüm sevgili yavrum,Allah seninle '
dediğini hatırladım.
Acılar içinde yatağına uzanmış melek,
rızkını ararken öldürülen Mehmet Alinin kızı sen rahat uyu.
artık kelimelerin sonu yok.
4.11.14.16/rç
,
Kayıt Tarihi : 4.11.2014 14:45:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!