ÖLÜME BEŞ KALA / BİR İSTANBUL DÜŞÜ
Yıllar, yıllar öncesinden bir öykü dolanıyor yüreğimize, onlar gibi olamamak mı yoksa onların makûs talihi mi bizi çeken. Sen, ey sevgili, Leandros’u yaşatan benliğimde, bu sen değilsin. Şimdi bana anlatabilir misin gerçeği? Kumsaldaki o tepede sana bırakmıştım gözlerimi, al getir onları geri. Yaz bitiyor, kapımızda güz bekliyor hırçın ve umursamaz rüzgârlarıyla dökmek için yapraklarımızı. Biz, yine de denize çevirelim yüzümüzü. Denizler mücadeledir, denizler aşktır, denizler sonsuzluktur. Sona çok az kaldı desem, bundan başka şansımız yok desem, ben her gece sevdanın ateşini senin için yakıyorum hala desem, bana geri verebilir misin ömrümü? Şimdi ne kadar birikmiş özlem varsa koy bavuluna. O şehir, bu şehir bırak kalsın arkada, hepsi bir İstanbul etmez nasılsa…
öpüşmediğimiz tek saçak altı
hiç bir otobüs durağı kalmasın
Biz yürüyelim kent güzelleşsin
gürültüsüz sözcükler bulalım
yeni sevinçlere benzeyen
Üsküdar’da kısa bir mola
Mihrimah sultandan
kallavi kahvesi yanında
sahaflara da uğramalı
aşkın kitabesi olmalı
başucumuzda
sevişirken Boğaz’da
haydi şimdi öp beni doya doya
ölüme beş var nasılsa
Ölesiye sevdalarda, ölesiye aşkları tadabilmekten öte daha güzel ne olabilir?
Sevgiye dair adı dillerde, şarkılarda söylenegelsin ...
Sevgiyle Rengin Hanım
Kutlarım, içtenliğimle tam puan.
Sanat1.com
G ö k m e n
Bütünüyle harika bir eser
Yüreğinize kaleminize sağlık
Tam puanla yürekten kutluyorum
Saygılar...Özcan Akkuş
Sene 1970/İstanbul
İstanbul’a gidiyorsun, güle güle git….
Beynimde çığlıkları, martılara selam et…
Sene 1970..
Mevsim yazdı..
Haliç temiz.deniz mavi,
İnsanlık çok, nüfus üç milyondan azdı.
Ben aklımı İstanbul da yitirdim..!
İstanbul a gidiyorsun güle güle git….
Gün batımı Kadıköy den İstanbul’un siluetini seyret..
Sene 1970
Mevsim yazdı.
Tezgahta balık ekmek
Boğazda yelkenliler, yelkenleri beyazdı
Ben aklımı İstanbul da yitirdim
İstanbul a gidiyorsun güle güle git……
Beşiktaş’tan Kuzguncuk’a hicaz bir şarkı patlat..
Sene 1970..
Mevsim yazdı.
Beyoğlu renk cümbüşü,
Kapalı çarşı çini,tarihti Sultanahmet.
Kumkapı cazdı sazdı.
Ben aklımı İstanbul da yitirdim..!
İstanbul a gidiyorsun güle güle git…
Yeni camide Eyüp de kuşlara yem at..
Sene 1970..
Mevsim yazdı.
Galata köprüsü eskiydi.
Esen Püsküllü müjgân dı.
Müjgân menekşe gözlü,
Ve Müjgân bembeyazdı.
Ben aklımı İstanbul da yitirdim...!
İstanbul a gidiyorsun güle güle git..
Ortaköy de mi olur..?
Çengelköy mü, Beykoz mu..?
Ama illa boğazda...
ve illa benim için..
Otur bir kır kahvesine,
iç bir çay ye bir simit..
.......................................
.....................................
İstanbul dan gelmişsin,
Safa geldin İstanbul.
Sustum artık..!
Sana ben ne deyip, ne söyleyeyim
İzin ver İstanbul u sende seyr eyleyeyim
Kıskanıyorum:))
Ben Güzel şiir'leri okuyunca,
Şairleri kıskanıyorum,
Ben neden daha güzelini
yazamıyorum diye kendime kızıyorum.
Şaka efendim şaka. Gerçekten harika
şiir.Kaleminizi ve yüreğinizi kutluyorum
Saygılarımla
İnanılmaz muhteşem bu güzel şiir ve fon için size nasıl teşekkür ederiz bilemiyoruz Böylesi muhteşem kalemlerin var olması bizi İnsanlar üzerinde umutlarımızın kaybolmasını engelliyor İnsanların Yalan riya ve Menfaat çıkarları doğrultusunda kendi özünden kendi yüreğinden uzaklaşarak sevdaları oyun Yürekleri oyuncak yaparak Yaşanmışlıktan öteye götüremeyen görüşleri yüzünden Sevdalardan kaçmayı düşünmek istemiyoruz böylesi güzel mısralarda sihirli kaleminizle bizlere yeniden bir güneş doğacağını hissettiren yürek dostlarına Sonsuz saygılar
Bunca yaşıma rağmen halâ kanayan kalbimi, bu muhteşem yazı ve şiiriniz anlatamayacağım kadar etkiledi...Dönüp dönüp okudum. Zaten duyarlı yüreğimi, her şeyi sanki kendisi gibiymişcesine yeniden yaşadı... Rûhum tâ o zamanlarda dolaştı.Seven, yaşayan, kazanan, kaybeden hep bendim sanki...
Tüm kalbimle kutluyorum sevgili Rengin Hanım... Yürekten tam puan...
harika kutlarım
Boğazın serin sularında hissettim kendimi... Değişik ve hoş bir çalışmaydı.. Kutlarım...
Sayfasına her uğradığımda..her bir şiirinde kayboluyorum..Leandrosun boğazın sularında yitip gitmesi gibi..Sevgili Rengin..yine muhteşem bir şiir okudum ve ara yazılar..tadına doyamadım..daha kaç kez okuyacağım doymak için..alkışlarımı ayakta gönderiyorum tebrikler...
Acılarımı dindirecek bu yolculuğu son kez yapıyorum. Bu son gidiş, artık dönmek yok. Aşk, en çok İstanbul’a yakışır derler ya orada buluşmalıyız seninle, İstanbul’da aşka yakışmalıyız. Ağrılarımızı azgın sularına, kırgınlıklarımızı sert rüzgârına, sevdamızı heybetli siluetine asmalı, Hisar’da arzumuzu yakmalıyız. Yaz poyrazlarına tutulmuş ağaçlar gibi bedenim, sıla gibi tütüyor özlemin ruhumda. Dün ayrılmışız gibi öpüşlerin tenimde, bakışların benliğimde, yüreğin ruhumda, bilmiyorsun. Uçuk dudaklarına her gün ellerinle dokunduğunda, gölgesi çatıya düşmüş boş evlerin yansıması sokulur yüreğine. Oysa bütün umutların güllerle donatılı fidanları her sabah taze sulara muhtaç bir ömür dalıdır. Kırağılarla katılaşan saçlarımızda ve göğsümüzdeki sevinç çalımlarında gemsiz atlar gibi doru aşklara yürümeliyiz. Hepimiz, infazı yüreğimizde taşıyan canlılarız aslında.
..................................
Suskun dilimizin yırtık çığlıklarına düşlerimizi çağırınca izleriz gökyüzünden denizin derin gizemlerini. Koyu bir şafakta taşın sesini dinleriz, son ışıklar çekilene kadar ömrümüzden hüznü yazarız şiirlerimize. Kendi bileklerimizdeki kulaçlarla o yaşam kulesine varınca duyulmaz olur dalganın sahile vuran sesi. Bir eldir tutmak istediğimiz ve bir bedendir sarılmayı beklediğimiz, ateş kendi içinde yanar durmadan, çileyle örülmüş bir yaşamın son deminde yanağımızdaki gülücüklerle ‘hayata’ deriz…
Muhteşemdi yine. Yürekten kutluyorum Rengin hanım.
Bu şiir ile ilgili 55 tane yorum bulunmakta