Ölüme Adım Adım Şiiri - Mehmet Ali Peltek

Mehmet Ali Peltek
7

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Ölüme Adım Adım

20 ağustosun sabahına karşıydı her şey. Sabah ayazının serinliğinde ve güneşin yükselirken ki kör edici saatlerindeydi. Merhaba yaşıyla büyüyen bedenim ve onun çok öncesinde koşar adımlarla ilerleyen yaşlı ruhum.
Keşke içimdeki çocukluk masumiyetimin en derinliklerinden yazabilseydim sizlere; uçan kuşa, baharla yeni açan her çiçeğe mesela.
Yedi yaşına kadar her şey kâfi. Yeni doğan bir güneş ve güneşle beraber nice yeni hikâye. Sürüp giden keder dolu bir hayat ve hayata eşlik eden neşeli günler. Yedi yaşından sonra birbirine dişleri geçirilmiş çark gibi dönen hayatla dertlerin aldanışı… Hayatın, mutluluğun ve sevginin bizden köşe bucak kaçmasıyla başlamıştı asıl büyümek.
Gözleri en az gökyüzünün mavi derinlikleri kadar masum olan içimdeki çocuğun mutluluğunu da, hayallerini de, hayatını da bitirmiştim aslında. Ama hep günahsız olarak kalacaktı içimdeki çocuk, gelmemiş baharların açmamış gonca gülleri gibi.
Karanlık gecenin titrek ay ışığı altında sarmaş dolaş uyumuş onca zararsız hayvandan daha da masum kalacaktı içimdeki çocuk, patlamış bombaların enkazları altında kalan veya en az kıyıya vuran canlar kadar masumdu oysa.
Ergenliğe adım atarken katili olmuştum içimde ki masum çocuğun. Akan burnunu silmek yerine koparmış, gülen yüzüne bir buse tebessüm etmek yerine ağlatmıştım. Çevirirken hızlı hızlı bisikletin pedallarını düşüp kanattığım dizimin acısıyla yeniden sımsıkı sarılıyordum tutku dolu gidonun kollarına.
Hayata karşı koyabileceğim tek şey: salıncağımda ki aldığım derin nefesimin heyecanı olacaktı. Biriktirdiğim yağmur sularıyla ergenliğimde açan kaktüsleri büyütecektim.
Adım adım geride bıraktığım çocuksu saflığıma ağlamaklı bir vedayla tamamen büyüyebildiğime inanacaktım, tıpkı gecelik ömre sahip kelebeğin konargöçerliğini her an takip eden gölgesi gibi.
Başucuma koyup hayaliyle uyuduğum bayramlık kıyafetlerime, henüz kirlenmesin diye giyerken basmaya kıyamadığım siyah kundurama ve oyuncaklarıma hatta şekerlemelerime de veda edecektim.
Savaşılmadan hiçbir şeyin elde edilmeyeceğini çocuksu bedenimin büyümüş ruhuna yaslanıp anlamıştım. Masummuş gibi her defasında dişlerinin neredeyse tamamını gösteren hayatımın yalancı gülüşlerine aldanıp gençliğimle harmanlanan ergenliğimin son zamanlarını yaşamaktaydım.
Sevmenin ve sevilmenin ruhuyla yanan gençliğimi törpüleyen zamanın derinliğindeydi her şey. En çocukça ve en masumca günlerime dönüp kabuk bağladığım yaralarına çiçek açmam olacaktı. Ama nafile… Gelmemiş baharın çiçeği olmak, yağmamış yağmurun yeryüzüne sinmiş kokusu olmak, hatta edilmemiş duaya nazaran duanın kabulü olmak çok zordu.
Sadece düğümlenen boğazımda gözyaşlarımın akmasına sebep oluyordu gençliğimden ödün verdiğim günler.
Yorulmuştu; titrek ayaklı, eli bastonlu ve sırtı kamburdan farksız olan gençliğim. Buz tutmuş hayatıma yalın ayakla tırmanmaya çalışırken defalarca aşağı düşmekten yorulmuştu. Nefes nefese kalmıştı yaşlı ruhum, aldığı her nefesin son nefes olduğunu düşünürken duygu fırtınaları içerisinde hayatın yeni yokuşlarına göğüs gereceğini unutuyordu oysa.
Her şeyden habersiz uzamış sakalım ağaran saçımla ölüme yaklaşan bedenim bir adım daha yaklaşacaktı yaşlanan ruhuma. Her şeyden yoksunlaşmış her şeyden uzak bütün hislerin ölümü gerçekleşmiş olan bedenim, göğüs kafesinde atan kalbimin de sessizce durmasını bekleyecekti yaşlı ruhum.
Yeni bir hayata, yeni bir yaşama adım atacaktım belki de, mevsimlik göçe tabi tutulan kuşlar gibi. Yaşlı ruhumun şekerlemesini yapacaktı genç bedenim. Gözlerimi kapatıp umut dolu hayallere dalacaktım. Çölleşmiş, çoraklaşmış topraklarıma güller, papatyalar açtırtacaktım.
Son nefesinde olan yaşlı ruhum; genç bedenimin özgürlüğüne bırakmıştı kendini, tıpkı uçmak için sabırsızlaşan ve sabırsızlaştıkça kanat çırpan minik serçe yavrusu gibi.
Ölüme bir adım daha yaklaşmakta olan yaşlı ruhum; genç bedenimin özgürlüğünü kendisiyle beraber sürüklermişçesine tebessüm ediyordu hayatıma. Koparılmak zorunda bırakılan papatyaların koparıldıktan sonra kokan her yaprağının kokusunu içine çekerek sulu gözlerini hafif hafif kapatırken elinde ki papatyanın seviyor diyen son yaprağına gülümseyerek gözlerini sonsuzluğa kapattı.
Özlemle…

Mehmet Ali Peltek
Kayıt Tarihi : 22.2.2022 22:54:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Kendi hayat hikayemden alıntılar yaparak yazıya döktüm.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Mehmet Ali Peltek
    Mehmet Ali Peltek

    Çok teşekkür ederim.

    Cevap Yaz
  • Mehmet Ali Peltek
    Mehmet Ali Peltek

    Çok teşekkür ederim.

    Cevap Yaz
  • Mehmet Ali Peltek
    Mehmet Ali Peltek

    Çok teşekkür ederim.

    Cevap Yaz
  • Mehmet Ali Peltek
    Mehmet Ali Peltek

    Çok teşekkür ederim.

    Cevap Yaz
  • Mehmet Ali Peltek
    Mehmet Ali Peltek

    Çok teşekkür ederim.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (7)

Mehmet Ali Peltek