ECEL-AMEL-EMEL
Hala emellerinin, ardından koşan gönül,
Kalktı ömür kervanın, menzilimiz ahiret,
Şu ölümlü dünyada bi-teveccühle anıl,
Her çile molasında, sabret yüreğim sabret.
En güzel metâ olsan, ebedi değilsin sen,
Şu suskun kabirlerde, ne temaşa var bilsen,
İsyankarlığına ket, vururken son elbisen,
Rıza ile gülümse, tefekküre devam et….(*)
Ne geçmiş ne gelecek, tat vermez hayatına,
Ecelin hükmedecek, yaşamın son anına,
Emrini alan melek, yaklaşınca yanına,
Dilinde duan olsun, nefesinde şehadet…
Çatlayan dudağına nasip olsun o hikmet,
Dün ecel, bugün amel, yarının kutlu hasret,
Kıyamet azığının pazarıdır bu gurbet,
Yanına kar kalacak, kazandığın her nimet …
Dünyadan emin isen, felakete dûçarsın,
Gayya çukurlarında, zakkum olur açarsın,
Ölümdür ölümsüzlük, bundan nasıl kaçarsın,
O Alem-i Berzahta, felaketindir gaflet ….
İhtişam ve şevketler bir yalancı hülyadır,
Ödünç aldığın ömür uykundaki rüyadır,
Kalp ile huşu etmek, ruhundaki hayadır,
Züht ve takva kolyesi, avucundadır elbet…
Sonun gümüş kılıcı saplanmadan sinene,
Emel ve gururuna nefretinle lanet et,
Ahiret şerefini, yazdır sevap hanene,
Hırs ile abad olmaz bu Erbab-ı Saadet…
Sevim Yakıcı
Kayıt Tarihi : 31.8.2006 12:58:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bir mezar taşında şöyle yazıyordu: “BİZ KAHREDİCİ KUVVETİMİZLE ÇOK KİMSELERİ KAHRIMIZ ALTINDA EZDİK, ŞU AKİBET BAKANLARA İBRET OLACAK ŞU HALE DÜŞTÜK. BİZİM YERE ÇARPILDIĞIMIZ YERLERİ GÖRÜP DE HALA ÖLMEYECEKLERİNİ SANANLAR AHMAKLARDIR” (*) Beşir bin Mansûre'nin sekerât halinde ölüme yaklaştığı anda gülümsediğini görenler bu ferah ve tebessümün sebebini sorduklarında 'Ben şimdi her vechile rahmet ve atıfetini ümit ettiğim her şeyi yaratan Rabbime gidiyorum. Ayrılıyorum, ama kimden? Benim gibi zavallı ve kendilerinin düşmanlık ve hilelerinden endişe etmekte olduğum insanlardan. Bunlardan ayrılmamla Allah'a kavuşmam bir değildir. Şu halde ölüm halindeki tebessümümü gariplikle karşılamayın'
Seyfeddin karahocagil
Ödünç aldığın ömür uykundaki rüyadır,
Kalp ile huşu etmek, ruhundaki hayadır,
Züht ve takva kolyesi, avucundadır elbet…
Hayata hep bekaya açılan bir pencereden bakanlar için ölüm yoktur...
Ölüm ile hayat aynı ruhun iki farklı görüntüsüdür.
Akıllı kişiye düşen her ikisinde de en güzel görüntüyü verebilmektir.
Ruhlar aleminden ana rahmine, ana rahminden dünya zindanına,
buradaki imtihan devresinin sonunda da beden mezara, ruh ise berzah alemine......
Zerre miktarı hayırla, zerre miktarı şerrin tartılıp ceza veya mükafatının verileceği güne
adım adım yaklaşmakta olduğumuz gerçeği önünde bize bağışlanmış olan yaşadığımız şu zamanın
ne kadar kıymetli olduğu aşikar.
Ölmeden evvel ölmek sırrındaki hakikat burada...
Ebed memleketlerine eli boş gidenlerden olmamak için emrolunduğumuz şekilde yaşamaya, ilahi mesaja ve
Son Resulün evrensel çağrısına ve misyonuna tabi olmak en akıllı ve tek çıkar yol....
Ümmet bilincindeki herkesin en büyük sorumluluğu ve peygamber-i zişana vefa borcu budur...
Bu anlamda yazılan şiirinize takdir ve tebrik hislerimle birlikte;
dua ve selamların en güzeliyle selamladım ve dualadım...
Allah razı olsun.
Saygılarımla
Emel ve gururuna nefretinle lanet et,
Ahiret şerefini, yazdır sevap hanene,
Hırs ile abad olmaz bu Erbab-ı Saadet…
Harikulade bir eser. Yüreğinize sağlık. Tebrik ederim...
Allah Yar ve Yardımcınız olsun Yüreğine sağlık.
Sevda yolulonuz, yolunuz açık ve kutlu olsun.
Sevgi ve Saygılarımla.
Ayrıca.
Şiirim hakkında gönderdiğiniz mesajınızı aldım.
Mesajlarınız benim en az şiirlerim kadar önemli sizleri ve görüşlerinizi önemsiyorum. Karanlık dünyamın aydınlanmasına yıldız yıldız katlılarınızdan dolyı en içiten samimi duygularımla.Şükranlarımı sunarım.
TÜM YORUMLAR (22)