Bataklıktayım
Gömülmüşüm boğazıma kadar
Celladım uzatmış kollarını
Ezrailim olmuş beklemek de
Tutunacak dal,tutunacak damak
Kalmadı artık iyice kaymaktayım
Dibine doğru ölüm kol gezmekte
..
Şah damarından daha yakın derler
Ölüm için
Ve sen ölümden daha yakınsın
Benim için
O kadar ki sen ölümden önce öldüreceksin beni
Ölüm ise eli boş dönecek Tanrı’ya
Senin için
..
Yaşa, eşe, aşka yok saygın
Anlamın yok ya ne bu kaygın
Yok mu ötelerde senin dengin
Utancından yüzüme bakama ölüm
Ağladığımı gördün de mi güldün
Titrediğimi bildin ve korktum sandın
..
yapılmamış birkaç iş kalmıştır geride:
sevgiliye söylenmemiş sözler gibi
yaradana gönül rahatlığıyla gitmek gibi
kim bilir belki de
..
bir değil bin kez öldüm
dünyada ki söylemlere benzemiyor ölüm
kimsecikler yok inanın öbür dünyada
in cin top oynuyor etrafta
yalnızlık tanrıya özgü
kainatta sükut ber kemal
insanların keşfini beklemekte evren
..
Umutsuzluğumun girdabında yine yanlızlık gibi tek bir ölüm
Ölüm sessizliginde yıkıntılara uğramış bitap ve harap ben
En kısa zaman yaşam oldu bitti sanki bir rüya anlamlı anlamsız
Uykuda mahşer gördügüm yanlızlık,biten hayat ve zaman
Uçsuz bucaksız sonsuzluğun en dipteki her yaşam gibi saf
Ancak sonu belirli herkes için ölüm tadında her hayat
..
Daha yaşım olmadı yirmi,
Saramadan sevdiğimi,
Yaşamadan gençliğimi,
Gelme ölüm, alma ölüm oy.
Hayallerim, gençlik düşlerim,
Gerçekleşsin hep istedim,
..
şimdi yaşamın kıyısındayım
o korkunç gerçekle başbaşayım
yaşam...
ölüm..
ve ikisi yanıbaşımda üstelik aynı anda
geberiyorum canım anlıyormusun GEBERİYORUM
ölemiyorum bile anlayaçağın
..
Sıkılma dünya sıkılma
Birgün ölüm gelip beni bulur
İkiyüzlü delikanlılar bayram eder
İkiyüzlülere yalakalık yapanlar utansın
Sıkılma dünya sıkılma
Bir namerdin kurşunu ilen sakın yıkılma
..
Ölümü düşünüyorum
Sıcak mı ölüm soğuk mu
Aklımdan çıkmıyor
Kurtuluşu yok mu
Neyi tutsam kayboluyor
Zaman ki yok eder
..
Ölüm,
Bir yaşama gebedir
Çiçek tohumlarında.
Çiçekleri rahminde ölüm korur.
Beni muska gözlerin.
Kölelerin ve köleliklerin ülkesinde
..
gece karanlik gece huzun gece yalnizlik
gece bir hicrandir kaldirimlarda dar sokaklarda
bir adimdir her daim seni takip eden
karabasandir odalarda
daraltir adami
cismi belirsiz mahlukata donusur esya
can bulur hayat bulur
..
çat kapı geldin ölüm
yerleştin sormadan ocağımıza
sen bizi görmezden geldin
biz seni gördük mağrrur gözlerinden
çat kapı geldin ölüm
yerleştin sormadan ocağımıza
..
Gelmiş kapıma dayanmış
Beni beni çağırıyor
Git diyorum gitmiyor
Her an beni yakalayacak
Ölüm ölüm git başımdan
Ölüm ölüm düş yakamdan
Bırak beni yaşayayım
..
bu şehirde satılıktır
aşkları tadilata
kapalıdır bu mevsim
nesi varsa adı düş olan
ah tez ölüm
tez den ölüm
..
Ölüm vardır ölüm birde
Acı çekmek ölümden beter
Ya al beni ya koyver
Acı var ölümden beter
Ayakları tutmaz yürüyemez
Acı ile feryadlar eder
..
Deli deli es bakalım rüzigar
Şimdi daldan dala konma günüdür
Ömür bahçem kapanması yakındır
Esmek sana, ölüm bana yakındır
Dalımdaki tüy yeniden biter mi
Bülbül bana derdin nedir söyler mi
..
ölüm bir yokluk değil
bir göçtür
dar-ı faniden
dar-ı beka ya
naklolmaktır dünyadan
hesap vermektir ahrete
..
Bugün hasret çekerken yüreğim
En olunmazlara karşı
Ve kaybolurken gözlerim
Yarınların kahreden sabahlarında
Gelecek her yeni gün ışıltısı
Ölüm gibi soğuk bana artık
..
Her akşam gün batıp etraf çekilince
Işıklar kararıp gölge yeşerince
Vicdanımla daim cenge girişince
Titriyorum ölüm seni düşününce
Bu vücut bir kutu asıl olan içi
Tanımlayamazsın istesende hiçi
..