Ölüm
Tüm canlıların ölüme mahkum olması, “Ölümsüzlük” arayışının esas kaynağı!
Ölüm, “Canlı” olan için anlamlı! “Ölümsüzlük”, bildik manada canlı olan için anlamlı olmaz! Canlılığın nasıl tarif edildiği de önemli! Canlılık, sınırsız kaynaktan tercih ile ruhsal tasarı alanına çekilen ve madde hacim ile algılanan bir faaliyet gibi.
“Boyutlar” konusu anlaşılmadan “Ölüm ve ölümsüzlük” yeterince anlaşılmaz! 3. Boyutta “Ölümsüzlük” mümkün değildir çünkü madde hacim kazandığında ölmeye başlıyor. Zaman- mekan izafiyeti ve entropi, eskime, bozulma başlıyor! 3. Boyutta canlılık, ölüme doğru bir akışla mümkün! 3. Boyutta maddenin açığa çıkması ile ölümü arasındaki faaliyete “Canlılık” diyebilirim.
Hiçlik, boyutsuz ve sınırsız ana kaynak! Her şey, hiçlikten çekilir! Bu çekim, “Tercih” ile yani “Ben” ile olur! Ben buna 1. Boyut diyorum. Tercih, ruhsal levhada tasarlanır; ben buna 2. Boyut diyorum. Tasarı, madde alanında “Hacim” kazanır; ben buna 3. Boyut diyorum.
arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.
utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer…
belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine derince bakmasalardı eğer…
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta