uçsuz bucaksız o derin mağaralarda
yittiğinde tüm çıkış yolları
yıldızsızlık ablukası sardığında göğümü
ve ömrün çıkrığı hüzünler eğiriyorken
gömleğin alacasına
eğilince tedariksiz
kendi cesetime hiç aykırı düşmeyen yüzümle
biri bana ince ince bir mum ışığı hışırtısıyla
sussa yarınsızlığımı...
kimi an sarkık ve darmadağın bir dağ çileğiyken
keskin uçurum kıyılarında
çarpa çarpa dibe vuruşlarım çelimsiz
biri çivit mavi bir denizle kutsanmış kanatlarımın
öncesini hatırlatmalı albatrosuma
biriyle mutlak mevcudiyetine inanmalı tanrının
perperişan güzden dönen başım
omuzlarının varlığına
bahara kanımla anlatmasın kendini toprak...
ne zaman anlam arasam anlamsızlıklar için
gözlerinden bulutsuzluk özlemi ile
dönmeliyim göğsün pamuk tarlasına
biri empirme bir güneş
sürülmeli yaşamın artık yaralarına
annemin müşfik elleri gibi elleri
daima söylenmeli zamanda...
biri bana çocukluğumla gelsin
ki erteleyeceğim ölümü...
Kayıt Tarihi : 14.10.2012 01:47:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Deniz Ercivan](https://www.antoloji.com/i/siir/2012/10/14/olum-ertelemesi.jpg)
Kutluyorum göz okşayan şiirinizi...
Saygılarımla...
teşekkürler yorumunuz için
tutunmak bir ihtiyaçtır
insan insana tutunur.. #ibrahimtenekeci
teşekkürler yorumunuz için
Ve gökyüzü çivit rengiyle duruluyor.
Yarın maviye ve gözlerine.
Bir ses yankılanıyor öğle üzeri.
Onlar kadar eski.
Eski olan kadar yeni şarap küpleri gibi yuvarlak anılar.
Her gece, kırlarda, mülteci, yetim, öksüz yanıyla ay sırtüstü.
Ölülere çevirip gezdiriyor rengini.
Ve çatık kaşından bulmaya çalışıyor.
Sevgiden insandan ve kendinden kaçanı
Nasiplendik elhamdülillah.
Aşkınız daim olsun.
Yüreğinize sağlık.
Allaha emanet olun.
Selam ve dualarımla.
tebrikler şaire...
yüreğinize sağlık...
Ölüm Ertelemesi
uçsuz bucaksız o derin mağaralarda
yittiğinde tüm çıkış yolları
yıldızsızlık ablukası sardığında göğümü
ve ömrün çıkrığı hüzünler eğiriyorken
gömleğin alacasına
eğilince tedariksiz
kendi cesetime hiç aykırı düşmeyen yüzümle
biri bana ince ince bir mum ışığı hışırtısıyla
sussa yarınsızlığımı...
kimi an sarkık ve darmadağın bir dağ çileğiyken
keskin uçurum kıyılarında
çarpa çarpa dibe vuruşlarım çelimsiz
biri çivit mavi bir denizle kutsanmış kanatlarımın
öncesini hatırlatmalı albatrosuma
biriyle mutlak mevcudiyetine inanmalı tanrının
perperişan güzden dönen başım
omuzlarının varlığına
bahara kanımla anlatmasın kendini toprak...
ne zaman anlam arasam anlamsızlıklar için
gözlerinden bulutsuzluk özlemi ile
dönmeliyim göğsün pamuk tarlasına
biri empirme bir güneş
sürülmeli yaşamın artık yaralarına
annemin müşfik elleri gibi elleri
daima söylenmeli zamanda...
biri bana çocukluğumla gelsin
ki erteleyeceğim ölümü...
fazla söze gerek yok tek kelimeyle harika bir şiir.kaleminize sağlık.listeme alıyorum.
TÜM YORUMLAR (5)