Ölüm Asla Yakışmazken Bir Çocuğa

Gülüm Çamlısoy
33

ŞİİR


7

TAKİPÇİ

Ölüm Asla Yakışmazken Bir Çocuğa

Üzgünüm hancı
Her ne kadar erse de yaşım kemale
Ürkünç coğrafyalarda saklı
Kalan yarımla yarınlara meylettiğim
Sözcüklerin Reçber’inde
Askıda hüzündür aslıma dönük yüzüm
İzdivacı ise yerle göğün
Belli ki kıyamete kaldı.

Esir pazarından aldığım imgelerin
Esaretinde renklerin
Asılı kaldığım beyaz:
Mademki kirlenmeye en yatkındı akça teni
Ak akçe kara gün değil
Ak alnı aşkın herkes için geçerli

Bir nakkaş iken öncemde
Derviş ruhların göçtüğü güncemde
Sözcüklerin uçuşan peçesi
Bir pençede saklı ölümün çağıran sesi

Günlerdir kıymete binen gıybet sonrası
Bir efkâr ile dikilen yara misali
Yamalı entarisi düşlerin
Yankısına haiz sözcüklerin
Yaşaran göze en yakışan
Yeşilin ve yasın tekbir verdiği

Elem iken yüküm
Elham’da saklı çözüm
Efkârın bam teli
Salkım saçak bakaya kalan gönlün
Her deminde derdimi tasfiye ettiğim
Her geride kalana ayrı hasret beslediğim

Göğün mıntıkası
Yerkürenin de çekilmez nazı
İki cihanda da akıbeti
Aziz olmalı insanın niyazına sıkı sıkı bağlı

Şimdim yok ki yarınlara meyledeyim…
Dünüm ise sökük yüreğimin kanlı mendili
Aşka hicap
Sözcüklere azap
Sanrılı öykülerinde cihanın
Belki de aşk idi ruha yakışan afi tap

Düşler ve hayaller inzivada
Katıksız bir haraç aşka kadir özleme dair
Sevgiye baş koyan mübalağa etmeden yaşamak
Mütalaa ettiğimizse hırpalanan yüreklerin
Kayıp kütlesinde
Bir gülle yemişçesine
Reçinesi hüznün
Ve devrik tümcelerin yüzü suyuna hürmeten
Bağdaş kurulası idam mangası

Kararan göğün
Görünmeyen yarası
Elzem bir düğün iken ölüm
Esefle kınamaksa cihanı
Araf’ta saklı nice çocuğun ruhu
Koynumuzda beslediğimiz yılanların öcü adeta
Kolluk kuvveti şairin içinde saklandığı
Dehlizin tek çıkış kapısı
Sahi olmalı mıydı hacet ve de mutluluğa
Hasret
Eş güdümlü bir bomba
Kaypak beşerin şerrine lanet

Okumakla eşdeğer
Ödenen bedeller
Kıyama duran süzgün mevsim
Reşit kılınması imkânsız giden yetimlerin
Yetinmediği kadar beşer
Esef yüklü devasa bir
Buldozer
Yıkımın öncüsü
Kerpetenle sökülen yüreklerin kördüğümü

Sabık
Sapık
Sancılı sanrılar saklı ağacın kovuğunda
Ve esen hayta rüzgâr
Korunaklı dünyaları yok artık hiçbir çocuğun
İnsan olmaktan men edildiğimiz
Cefa dolu cihanın
Ve hüznün
Emrine amade bir sarkaç
Aralıksız işleyen
Aralıksız devinen
Devrik cümlelerde saklı aslında asalet
Asi bir renk iken
Müzmin siyahın kaybettiği bekâreti
Mimlediği kadar yalan ve ihaneti

Kırık bir nota
Kırık bir hece
Kırılmaya müsait her yürekte
Saklı nice bilmece
Ne reşit
Ne sıradan
Alabildiğine akışkan
Dinmeyen kan
Dinmesin diye de rahmet
Ölüme delalet gidişat
Hüzünse revnak bir sancı
Alaşağı edilmiş maneviyat
Kürediğimiz kadar

Güzergâh kayıp
İnsanlık yitik
İlahi Aşk dibine vurmuş cihanın aslında
İlk ve son sığınağı ve de tek
Teklerken yürek
Çoktan kırık tekerlek
Na’şı vicdanın
Nefsi azgın ve yiten nice vicdanın
Güftesi sessizlik
Bestesi vakur ve yalın bir ıssızlık

Ölümse asla yakışmazken bir çocuğa
Nicesi cennette şimdi
Meleklerin korumasın altında
Çok ama çok geç kalınmış olsa da:
Yüce Rabbim biz günahkâr kullarını ne olur affet…

Gülüm Çamlısoy
Kayıt Tarihi : 16.2.2025 12:59:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!