Açık pencereden içeriye karanlık doluyordu.
Karşıda dev gibi yükselen dağı, apartmanları yiyip yutmuştu çoktan.
Uzaktan motorlu araçların iniltiye benzer homurtusu
ölü kentte ağıt gibi yükseliyordu.
Yalnızlık...
hüzün...
oburca bir coşku özlemi.
Tüketilemeyen eski bir aşkın
çocuk korosundan yükselen
baş döndürücü bir düş yorgunluğu...
İçeri giren başıboş karanlık öylesine dondu.
Zaman tutsaktı şimdi
anı olmadan önce
kısacık bir an içinde.
'Gözlerime bak, karanlık bir çöl gibi içime işleyerek...'
Bütün dünya yorgun ve sarsak bir şarkıda dinlendi. Sıradan düşler, sırayla ve yavaşça sokuluyordu ölümü yaşayanlara.
Onlar ki, hiç bilmemişlerdi koşullu yaşamayı
ve düşlerinde dolanan yabancının kendileri olduğunu...
Kayıt Tarihi : 6.4.2021 00:00:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!