Gittiler
Vaktin yetesi olmuştu belli ki
Korunacaktan çıkıp
Sönük bir kandil bıraktılar geride
Hislenmişti civarlar
Ay harelerini salmıştı geceye
Kristal çubukları
Yeryüzüne uzanan
Çengelsiz oltalar gibiydi adeta
Rüzgar suskun
Hava buz kararında soğuk
Tercümesine girişmişti
Kıyılara çarpan dalgalar
Yeğinlikte denklik sağlayarak
Bütün dergahların kapısı açıldı ansızın
Verdiği sözden caymayanlar
Aldığı karardan dönmezdi
Vuslatı şakırken gece kuşları
Dibe vurdu tüm zamanlar
Ağaçları saydam yapraklar bezemiş
Kuvvet içiriyorlar
Bir Ayazma'dan su çeker gibi
Köklerinden çığırtkan
Her biri
Sezdiresiye dek söz açılan o yerden
Tanıt getirmişçesine
Kanı verici
Değer biçmek haddim değil
Kırdım çerçeveleri
Hiç bir fotoğraf sığmıyor içine
Gazabın çektiği hiza
Sınırları aşıyor
Taşkınlığa sürükleyen uyumsuzluk
Ölü bir dilin çığlığıdır
Sormak gerekti
Kati suretle
Ahengi kuşanıp
Hassasiyetin sivil güvenliği
Alçaklığa geçit etmeyen siperane tavırla
Bir atış ile vurdun kalbimi
Tam orta yerinden
Kalbe uğradı yolum acıyla
Tenhaydı vakitler
Bir hal giydim sanımca
Düş görmek için yüzyıllarca
Üşüten serinlikten sığınmak için
Geçtim dev bir çınarın kovuğuna
Terk-i diyar olmuştum ömürden
Ölü bir dilin lisanından duyarcasına
Dinledim sessizliği
Gürültü sönene dek
Sağır kaldım çağıma
Sırası değildi şimdi
Susturduğumuz tümcelerden konuşmanın
Gizlemek içindi
Kalbe giden yolu
Havaya atılıp tutulan sözcüklerden konuşmak
Kayıt Tarihi : 2.6.2020 20:17:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!