Büyüdüm ey girdap, yanılmayan yasa büyüdüm
Bedelsiz bir askerim ve senin surlarında
Cankuşum kafesinde, yüreğim yurdunda değil
Selinden kopan bir damlayım, yitmek yolunda
Birgün kavuşacak toprağım da yok
Sonsuz boşluğa dökülüyor kanımın şelalesi,
Ölü bir gürültüyüm yalnızca
Şimdi gidiyorsun, git
Bütün sabahları üşüdüğüm
Bütün gördüğüm senli günlerim, onlar da gitsin
İçimde bir şarkı
Gözümde bir ışık kalmıştı herşeye inat
Kapat gözlerimi, sevdiğim anlar da gitsin
Devamını Oku
Bütün sabahları üşüdüğüm
Bütün gördüğüm senli günlerim, onlar da gitsin
İçimde bir şarkı
Gözümde bir ışık kalmıştı herşeye inat
Kapat gözlerimi, sevdiğim anlar da gitsin
mademki izn alamaddınız bu ne böyle işmi şiirmi olur
nerde fuzuliler nerde nabiler ... bir nedimin tınısında kim şiirine ahenk verebiliyor artık... ruhu doyuran o şiir tadı nerde... bazı kelimelerdeki insanı saran giz nerde hani... anlatılmak istenen direk sunuluyor... sürüklemiyor insanı şiirler...
Bu şiir yorumlanmaz okunur....Tebrikler Ustam.......+10+Ant
bir o yana.. bir bu yana..
sacina guller takayim..
uludag zirvesi bu mevsimde kar..
ve.. sipsirin.. tatli bir uykudadir.. kirmizi kestane yapraklari ustunde ayilar..
asmalar altinda dogdum..ceviz dalinda buyudum
tekerlek izi gormemis..dag yollarinda yurudum
ben yayladan goctugumde dagin basi kar idi
elleri top top menekseli benimde sevdigim var idi..
bahar gelmis memleketimin daglarina..
yigidim aslanim burda yatiyor..
bugun kiz kizan.. otursak cardak altinda..
basaklar kundagin.. yildizlar oyuncagin.. aglama guzel cocuk annen ekin biciyor..
.. simdi efendim.. sizlerin de farkedecegi gibi.. butunu ile siir olan siirler icinden.. cekip bir iki dize aldim kimi sairlerden.. tek dize ile bile siirdir..
hafizalardan siir bilgilerimiz silindi.. deforme oldu ise.. tekrar hatirlanmasi icin..
siir iki sozcuk yanyana gelirken bile siirse siirdir.. necmi hacivatoglu.. salih muhallebici.. hasim hosafzade.. gibi..
plevne caddesi.. cimenli sokak.. gibi..
yildiz apartumani daire altmisalti taksim alti.. gibi.. siirdir..
zaten o yeti olan kimse.. milyon tanede yazsa her cumlesi her dizesi siirdir.. o yeti yoksa.. ne yapsak bos.. cildirsa bilincim.. dimyatta pirincim.. suyu beklerken
kuflenen tirnagim.. girtlaga.. girtlak eklerken..
sucsuzum ey yasa.. olume nazir.. yasalar disinda.. kalbi teklerken..
.. diye.. siir formatina burunse idi.. isterse.. anlamsiz soz silsilesi olsun.. siir ancak moron siir derdik..
dogrusu.. sair.. dil din irk farki gozetmeksizin.. siir adi verilir potada eriyen..
erirkende.. icerinin yaaglarini.. sipir sipir eriten kimsedir..
sair.. siir yazsin.. isterse babani oldursun.. hakkini yeme..
sairin.. evrende.. bir tek isi vardir.. siir yazmak..
bu vesile ilede.. siir yazmak gibi iyiniyet baslanmis yazi sahibine rahmet diler..
tesekkur ederim.. olumlu olumsuz.. fikir beyanlar icin..
fikirler yaristikca.. beslenir sair..fikir alir.. polene nektara bala donusturur kendi oz fikrini bence.. duz yazi bile yazsa.. sayfalarca.. okutur kendini..
edebi vasfi olmayan.. abi dil olmayan.. iki kelime dese bogar adami bence.. herkese sevgi saygilarla.. hayirli geceler.. dfendiler..
…ilk yorumumdan bu ana kadar baya bir zaman geçti. Dönüp dönüp okudum. Ama olmadı. Kekremsi tat hep rahatsız etmeye devam etti. Kıymetli Hüseyin DEMİRCAN ve Hikmet ÇİFTÇİ beyin yorumlarına aynen katılırken ne yazık ki “ÖLÜNCE BADEM GÖZLÜ OLUNUR” gerçeğini de bir kez de biz hatırlatma gereği duyuyoruz.
… “Attığı her adımı saydıran kaygı” evet bu söz devletin istihbaratına bir gönderme yapıyor.
Koru ölü sesimi ey çağdaş dua.
Sevmedim hiçbir şeyi, bir şeyden iğrenmedim
…işte yukarı ya aldığım birkaç mısraya bakılacak olunursa hiçbir anlamının olmadığı ya da anlamı kendinden menkul bir cümle olduğu görülecektir. Ne diyor “Koru ölü sesimi ey çağdaş dua.” Duanın çağdaş olabileceğini söyleyecek kadar bazı konulardan habersiz. “Sevmedim hiçbir şeyi, bir şeyden iğrenmedim” evet burada da hem SEVMEDİĞİNİ ikrar edeceksin hem de İĞRENMEDİM diyeceksiniz. Bu bir TEZAT olmaz mı?
…şimdi hemen birileri çıkacak aha NURANİ hakaret etti diyecekler. Hayır efendim asla hakaret etmem. Ben edebiyatın şerefini tutup kaldırmayı, edebiyatın eleştiri unsurunun bayrağını sallamayı, hak bildiğimi açıklamayı şiar edinmiş bir faniyim.
Çıldırırsa bilincim suyu beklerken
Küflenmiş tırnaklarım çökerse gırtlağına
Yollara düşmedim hiç, dağlarda ölmedim hiç
…evet bu dizelerse tam bir TEHDİT içerikli. Bak diyor sabrımın sonuna geldim, bilincimi kaybedersem olacaklardan ben sorumlu değilim, her an GIRTLAĞINI sıka bilirim “Küflenmiş tırnaklarım çökerse gırtlağına” Şu ana kadar yollara düşmedim, Molotof atmadım, DAĞA ÇIKMADIM, ama bilesiniz ki son haddime geldim.
…bizim gözümüzden bakıldığında bu manalar çıktı. Saygılar efendim.
GİRDABA DÜŞMEK…
Hepimizin öyle anları vardır ki, hayat adına ne varsa her şeyi sorgularız. Bu sorgulamada kendi yerimizi ve hatta varlığımızı bile sorgularız.
Düşüncelerimiz ve bazen de duygularımız öylesine derin bir girdap oluşturur ki, çeker içine, ta derinlerine. Dipsiz kuyular misali en karanlık yerlerinde benliğimizi ufalar. Yok eder kendinde.
Geri asla vermez…
İnsan manevi olarak bir defa düşerse bu çıkmaza, döne döne ölümün kucağına bırakır kendini. Her gidiş ölüme, her bakış ölümedir. Tek kurtuluş ölümledir.
Çok bedbin bir ruh haliyle başlamış şair şiirine.
Belki özünden, yurdundan, ruhundan; belki canı kadar sevdiği dostundan yarından ayrılmanın, uzak kalmanın hodbin etkileri ile sığınmış, şiir kafesine…
Kendini çürümeye terk etmiş gibi bir zanla, bir anlayışla hayata bakar olmuş.
*
Hayat, her türlü silahını kuşanmış, aciz varlığı karşısında. Acziyetinin sebebi gurbetmiş gibi görünmekte. (Özlem ve amaç başka…) Garipliğinin katline uğramış. Kendinin katili olmuş. Görünen yüzüyle katleden yüzünü saklıyor. Kendinden başkaları gerçeğini görmesinler diye…
Öylesine korkunç bir yüz ki, katleden yüzü, çocukların ürkmesinden, korkmasından endişe duyduğu için gölgeli maskesini takınıyor.
Ruhunun masumiyeti olan beyaz bir leke düşürmemiştir gecenin karanlığına. Kirli olan, karanlık olan ona göre, karanlık hayattır.
Kendini ölümün çaresizliğine bırakan düşüncelerinin, karanlıkları aydınlatmaya yetmeyen güçsüz ışığıyla silikleşmekte, eritmektedir kendini.
Kendine ait ne bir şakak kalmıştır; ne de yokluğunu yok edecek bir mermi…
“Bu karanlıklar bir gün bitecek mi?” diye sormuyorum artık…
Ve böylesi soluklaşan, ümitsizleşen bir ruh halinin yansıması, şiirinin tamamı.
Çare bulamamış. Geçmişini aramaktan vaz geçmiş.
Vaz geçirtilmiş, yasalarla…
Körün taşı bile rast gelmeyecek kadar vaz geçmiş, köklerini, aslını aramaktan.
Öldürülmüş, susturulmuş düşüncelerle atılan adımlardan geri dönüş şansı, ihtimali bile yoktur artık.
Yaslar ne derse, yargıçlar onu söyler.
Dönemezler söylediklerinden, yargıçlar da. Onlar da attıkları adımlardan geri dönemezler…
Çağdaşlık!..
Belki ölü de olsa sesim, duyabilecek sensin.
Duy bu feryadımı, tek duamı…
*
Kendim olmadım, olamadım…
Bir filiz, bir dal, bir çiçek olamadım. Filizlenemedim, çiçeklenemedim. Yollara düşecek gücü, Dağlara çıkacak nefesi bulamadım kendimde.
Dağlarda çaıp ölemedim, ölenler gibi…
O şarkıyı, içimdeki, ruhumdaki o şarkıyı yanarak, kanayarak söyleyemedim…
Hiçbir şeyi sevemedim…
Kendim olamadım ben…
Kendim olamadım ben…
Yetmez mi bu kadarı yüzümü anlatmaya?
Dünü, geçmişi olmayanım ben.
Geçmişini yaşayamayanım ben.
Ağzımı dayadığım çeşmeden doyasıya su içmek için beklerken bilincim çıldırırsa ve küflü tırnaklarım gırtlağıma batarsa…
Ben suçsuzum ey yasa!..
Ölülere yasa ne gerek!..
***
İnsan kendi öz yurdunda kendine bu kadar cefa ederse kime ne?
İnsan kendi memleketinde kendini bu kadar yalnız ve başkası olarak hissederse kime ne?
Binlerce yıllık kardeşliğimizi kendileşerek, başkalaşarak öldürürse ve karanlıklara, çaresizliklere gömerse kime ne?
Sevmek varken, paylaşmak varken, hep birlikte özgürce, insanca, kardeşçe yaşamak varken; aynı haklardan sonuna kadar yararlanmak varken kendini yok sayarak dertlenmek varsa kime ne?
Hepimizin tek bir özlemi olmalı.
Dostça, kardeşçe, insanca ama bütün halinde her şeyimizi paylaşmak…
YOKSA VAY HALİMİZE!..
*
Sevgi ve saygı rüzgârları esenliğiniz olsun…
Hikmet ÇİFTÇİ
23 Şubat 2013
“GERÇEK DOSTLAR BİRLİĞİ”
Ölüm bir son değil
bir başlangıç.ŞAİR.
merhumun hakka intikal ettigini yeni ogrendim..
kendisine gani rahmet.. yakinlarina bas sagligi dilerim..
bizler islam kulturu ile yogrulmus toplumuz.. olen bir kimse musalla tasina kondugunda hakkinda.. kendisini iyi bir kimse olarak taniyip bildigimizi beyan eder.. ve herhangi bir zaman.. iyi yonlerin yad edip kotu tarafli konusmayiz..
ben.. herkes gibi.. yarin birgun.. olup gidecegim.. yalancinin teki diye anilmak istemiyorum..
bu nedenle.. yorumlarimda durust davrqnmiya calisiyor.. yorum yapacagim yazi muellifi..
olumu sagmi bakmiyorum..
eger google de arastirir.. oldugunu gorur..
- arkasindan siirini kotulemek olmaz.. iyi deyim dersem..
yarin ruzi mahser de.. kul hakki ile..
sair olan kimseye.. sair degil..
sair olmayan kimseye.. sairdir dersem..
mufteri sifati.. ile.. defteri sol yandan verilen..
ikiyuzlu riyakar yalancilardan olmak istemem..
aksini iddia eden var ise buyursun.. bir yazinin siir olup olmadigini.. iki dizeden anlarim..
yerecegim sadece muhtevasi sekil hatalaridir..
siir olmuyan bir yaziya.. siir diyemem.. iki yuzlu riyakar olmak istemem..
o yazi.. cok manidar.. cok anlamli.. cok dogru yol gosterir.. faziletli.. irfanli.. hikmetli.. olabilir..
ahlak ogretisidir..
olsun olsun edebi metindir.. manzum yazidir..
ancak siir baska..
bu nedenle.. kolay etkilenen.. doldurusa kolay gelen.. yaniltilan.. insan vebali almak istemem..
yorumda durust olmaya calisirim..
surda yorum yapan asagi yukari yirmi kisiyiz..
bayanlarin altin gunu duzenledigi gibi.. her ay bir arkadasimiza odul olarak.. altin kalem hediye etsek..
bol odullu arkadasimiz olur.. siir ise odulu halk bagri alir..
siir.. mucevher isleyiciligidir..
anadilimizi alir.. yurek harinda tavlar.. gun kizilligi safak vakti.. kalem sallayip.. yetmez.. sac agaracak.. yetmez.. dogustan yeti..
yetmez sabir.. yetmez..
yetse.. elli kurus ile uye oldugunda hangimizin adi googlede cikmiyor.. sair baska siir baska.. serbest bahane olamaz.. serbest kuvayi milliyeden herhangi sayfadan bir dize alin siirdir..
binlerce soz apartman gibi dizilirken.. cimbizla.. siir vasfi olan bir dize bulamazsiniz..
bu vesile ilede rahmet dilerim.. kuskusuz iyi insan iyi aile babasi.. iyi kimse..
iyi niyet ile siir yazmiya calisilmis.. topragi bol olsun.. gani rahmet dilerim..
görünen o ki; yargıcılara ithaf olunmuş
ön yargıcı ben olmak istemem
kanatan akan sızan acıtan bir şeyler içinde çok şeyler var demek ki...saygı ve rahmet.
“Ben dondum oysa yeryüzü sıcak/
Ölümün benden genç adı olmayacak.”
Henüz yirmili yaşlarındayken basılan ilk kitabındandır bu dizeler. Ölüm temasını sıkça işlemiş, önemli dergilerde yazmış, bol ödüllü bir şairdir. “Yeni Türkü” şiir çizgisinden gelir ki, ilk kitabı “Ülkesiz Şarkılar” da (1985) bu yayınevinden çıkar. Ahmet Erhan, Akif Kurtuluş, Ahmet Telli, Behçet Aysan, Adnan Azar, Ali Cengizkan, Veysel Öngören, Ulus Baker ve Yücel Kayıran’ın yakın çevresinde buluruz onu. Örneğin, tarihi bir misyona sahip “Türkiye Yazıları” dergisinde görürüz imzasını. Diyarbakır’ı çok genç yaşta terk etmiş olmasına rağmen, o yörenin güçlü şiir damarını DNA’larında taşır. 6 yaşında babasını yitirmenin derin izlerini de…
Henüz 45 yaşında iken (2007) ani bir ölümle aramızdan ayrılan bu değerli şairi rahmetle anıyorum.
“Ağardı saçım sakalım, kuşkum kalmadı /
kalemin tuttuğu yas, düşünceye düğündür…/…”
(A.Satıcı – “Yazı” şiirinden.)
Evet, kalemin tuttuğu yası düşünceye düğün etti o…
Bu şiir ile ilgili 15 tane yorum bulunmakta