Üstüm başım, dilimde tüy bitiren çiçek iken sandım ki, aynaya baktım. Kırık ayna dökülerek düştüğü yerden fısıldadı; fesleğenin çiçeklenmesine mi benzerim ? Ki fesleğeni kendi çiçeği kuruturmuş, annemden öğrenmiştim. Belki, burada, Mardin' de taş duvar arasından taşan yeşile mi meyleder halim, ki bir evin duvarlarının çürüdüğünü gösterirmiş yine çiçeklenmesi. Fakat taze ölü mezarı gibi karanfil dolan üzerliğim arasından, bir hafiflik ile; umursamaz faniyi, toprağı benimserim; gibi bir iki cümle ile bir ömrü ancak izah edebilirim.
Yine de Dünya' da, iyi ki, çocuklar var. İyi ki, bir ömrü sürdürebilecek soluğu bana verebiliyorlar. Ben, hâlâ soluğu tatmamış bir gırtlağın kulağımda ağlanmasını yutkunamıyorum çünkü. Çünkü insanların olur olmaza ağlandığı, ağlandıkça düğümlediklerini, devede pire diyerek küçümsüyorum.
Kendi Dünya' mın etrafına dönerek,
bir şiiri mırıldanıp duruyorum;
"Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
Kır ve dağ çiçeklerini istiyorum,
Kaderleri bana benzeyen,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta