sen ağlayınca ölmek istiyorum.
sen ağlayınca,senin güzelliğine meftun beynimi zifiri karanlıklar işgal ediyor. ve sonra med-cezirler tokatlıyor yüreğimin kıyılarını... bütün ümit gemilerim batıyor çünkü ağlaman kamçılıyor yüreğimin sızılarını.
altı ay gecenin yaşandığı kutuplarda,güneşin hasretinden yapraklarını dökmüş bir ağacın en titrek dalında titireyen bir kuşun gözbebeklerindeki sabah aşkını bilir misin...
sen ağlayınca öyle oluyorum işte...
öyle zor geliyorki ağlaman,ümit ağacımın yaprakları dökülüyor,ölmek istiyorum...
sen ağlayınca ölmek istiyorum türkü tadında.
ve kaybolmak istiyorum,kaybolmak senin adında.
gülleri saz,dikenlerini nota yapan bir bestekar oluyorum sen ağlayınca;
senin üstüne besteler,türküler yazan.
parmakalrım kanıyor ama yüreğim inadına adını anıyor;
sonra bir ölü oluyorum kendi mezarını kazan.
sen ağlayınca ölmek istiyorum üzerine düşme şerefinden mahrum olup toprakta kuruyan bir yağmur tanesi gibi.
ve sen ağlayınca keşke diyorum; bir yağmur tanesi olsaydım da görmeseydim ağladığını
mezarım olsaydı aşk ağacının dibi.
Sen ağlayınca ölme istiyorum,ölmem dindirmese de gözlerinin yaşını.
Senin aşkın içimde ya korkma ölüm eğdirmez cesedimin başını…
Sen ağlayınca her şey ölüm soğukluğunda oluyor; ölüm bile üşüyor sen ağlayınca.
ve dünya küçülüyor,bir damla su oluyor gözbebeklerin ise deniz. Kayboldum ve kayboluyor her şey,gözbebeklerin dehliz.
NOLUR AĞLAMA ARTIK…
SEN AĞLAYINCA ÖLME İSTİYORUM AMA ÖLÜM ÇOK SOĞUK İNAN ÇOK ÜŞÜYORUM…
MEHMET YAŞARER
04.01.2010
Kayıt Tarihi : 4.1.2010 14:45:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!