bir gece vakti
sonsuz ve ıssız yalnızlığında ruhumun
yudumlarken hüznümü ve kederimi
en güzelin bile
ne kadar çirkinleşebileceğini gördüm
tevazu maskesiyle kibir dağlarından indiğini
elindeki hançerleri sırtıma sapladığını gördüm
geceydi, kasvet yağarken gökyüzünden
ellerim böğrümde çaresiz ve şaşkın
tüm bunları gördüm
ölmeden öldüm
azrailin bedenden canı sökmesi gibi
tüm güzellikleri söküp attım içimden
cehennemden taşıdığım alevlerle
ruhumu kundakladım da yandım
içime akıttığım göz yaşları
söndüremedi yangın yeri ruhumu
bir gece vakti
kırgın ve yılgın ve gözlerimde dehşet
tüm bunları gördüm
ölmeden öldüm
iyiye dair yitirdim tüm umutlarımı
ortasında kala kaldım
çirkinliğin kazandığı savaşın
usulca kazıp mezarımı
sızlayan ruhumu da alıp içine girdim
sevdiklerimin körükleyip durduğu
cehennem çukurlarından bir çukurdu kabrim
bir gece vakti
bitkin ve perişan
tüm bunları gördüm
ölmeden öldüm
yılandan beter bir yalanla yaşamışım
bir ömür zehirlenmişim usul usul
sonra gerçeğin o sert
gerçeğin o kasvetli namlusu
dayanınca şakaklarıma
dudağımda acı bir tebessüm
mağlup ama mağrur
ateş çemberine düşmüş akrep misali
çekmişim tetiği
bir gece vaktiydi
tüm bunları yaşadım
ölmeden öldüm
Kayıt Tarihi : 11.7.2023 00:37:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!