Sorma bana ne vakit geleceğimi,
Sorma sorma seni nasıl seveceğimi.
Bahar uyandığında,
Kırlar gelinciğe boyandığında,
Belki gelirim…
Yavru kuşlar kanatlandığında.
Sorma bana ne vakit geleceğimi,
Sorma sorma seni nasıl seveceğimi.
Akşamla gün pencerenden batınca,
Geceleyin sen yalnız yatınca,
Belki gelirim…
Şafakların bana atınca.
Sorma bana ne vakit geleceğimi,
Sorma sorma seni nasıl seveceğimi.
Umutların tükendiğinde,
Gündüz bile rüya gördüğünde,
Belki gelirim…
Hiçte beklemediğin bir günde.
Sorma bana ne vakit geleceğimi,
Sorma sorma seni nasıl seveceğimi.
Bir gülün tomurcuğunda,
Olmazsa goncanın damlasında,
Belki gelirim…
Kokladığın gülün kokusunda.
Sorma bana ne vakit geleceğimi,
Sorma sorma seni nasıl seveceğimi.
Bir akşam vakti ay ışığında,
Ayın yıldızları aydınlattığında,
Belki gelirim…
Kimse yoksa gönül tahtında.
Sorma bana ne vakit geleceğimi,
Sorma sorma seni nasıl seveceğimi.
Bir yaz günü güneşle,
Üç çocuk seven bir eşle,
Belki gelirim…
Kıyamet günü mahşerle.
08/06/1999
Kayıt Tarihi : 9.1.2007 16:07:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiiri yazdığım dönem ve sonrasında,hakikaten bir takım maksadı aşan eleştirilere maruz kalmıştım.Zira yakın dostlarım yazdığım şiirlerde hep 'ayrılık','sitem','hasret','pişmanlık' gibi duyguları işlememden bayağı bir rahatsızlık duymuşlar ve benim böyle duyguları yaşarcasına anlatmamı yadırgamışlardı.Hatta beklenilen mi var,kavuşulamayan mı var? gibi sorular kafalarda oluşmaya başlamıştı. Oysa ben; 'Pişman Olacaksın' derken dahi bir başkasını yaşamış ve O yaşadığım insanın duygularını hissederek adeta mısralara dökmüştüm.Buna günümüzde 'empati' diyorlar galiba.O dönem yazdığım şiirleri her iki insanda yanımda çalıştığından her gün mutlaka okurdum ve her ikiside payına düşeni alır,bana da yeni durumlarını yazmak kalırdı.'Olmayan Sevda' ile bütün olumlu olumsuz her şeye rağmen ancak kıyamette mahşerle geleceğimi beyan ederek kimseye şahsım adına bir ümit olmadığını beyan etmiş oldum.

TÜM YORUMLAR (1)