Öldürme Üzerine Küçük Bir Film*

Aynur Uluç
498

ŞİİR


14

TAKİPÇİ

Öldürme Üzerine Küçük Bir Film*

ÖLDÜRME ÜZERİNE KÜÇÜK BİR FİLM

İnsan, ölüm, yaşam, öldürmek…

Sözcüklerin anlamlarını yitirmek konusunda hızla değişim geçirdikleri günümüzde kavramları sorgulayan sanat eserleri gittikçe daha az dikkat çekiyor oluyor. Krzytof Kieslowski’nin 1988 yapımı “ Öldürme Üzerine Küçük Bir Film ” isimli filmi gösterildi TRT 2 de cumartesi gecesi. İçinde olduğumuz şu günlerde savaşta, trafikte, günlük doğal kavgalarda ölümlerini neredeyse artık sadece rakamsal değer olarak algılatıldığımız “insan” üzerine düşünmeye davet eden bir filmdi.

Filmin ilk yarısında davranışları ile nefretimizi kazanan gencin bir taksi şoförünü öldürüşünün yer aldığı sahneleri izlemek zordur, izleyici açısından. Bir insanı öldürebilmek eylemini gerçekleştirmenin eylemsel zorluğu ile buna tanık olmanın psikolojik zorluğu birbirine karışır.Bazen tek bir darbe ile bile gerçekleşebilecek ölüme bu kez bir türlü ulaşılamaz. Gencin uygulamaya başladığı niyetini ısrarla ve farklı yöntemler kullanarak tamamlaması gerekir. Bu sahnelerde izlerken nefret ettiğimiz gencin, filmin ikinci yarısında mahkemede yargılanışı sonucu karar verilen idam cezasının kendisine uygulandığı sahnelere tanık olmak zorunda kalırsınız bu kez de. Gencin o hale gelişinde rol oynayan diğer faktörlerle tanışırsınız o, avukatla son görüşmesini yaparken.

Film, idam sehpasının altına konulan leğenin görüntülendiği bir kare ile biterken “öldürme üzerine, öldürme üzerine, öldürme üzerine ” diyerek filmin isminin ilk yarısını tekrar eder buldum ben de kendimi. Böylesi bir filmi izlemiş olmanın psikolojik sıkıntısı bu filmi çok daha fazla kişi izleyebilseydi düşüncesine evrildi içimde.Televizyonda öldürmek üzerine küçük bir film gösterileceği gazetelerde çok daha fazla insana duyurulsaydı dileğine.

Aynur Uluç
Kayıt Tarihi : 8.10.2006 09:43:00
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Ali Aydoğdu
    Ali Aydoğdu

    sevgili sinyalinin bakış açısı yine damarından yakalamış olayı , sanırım magazinel haberler ile karşılaşmaktan sıkılmış olmalı ,

    ...ahh sizinde bu uğurda herşeyini kaybecek kadar rahat bir ev arkadaşınız olsaydı demek geldi içimden :)

    hani yan gel yat iki güzel izle felsefesine alışmış olan toplumun genişleyerek devam eden gelecek barikatı türünden :)

    neler gelemdi aklıma , bir dansöz çıktığında dikkat kesilen yaşlı amcalar köy kahvehanelerinde , panayırlarda kurulan ve zavallıların cebindeki üç kuruşu göz diken entel dantel tiyatro ayakları , ve jilet akımına bir zamanlar göz gezdiren aklım :)

    ahhhh , memleketimin gözlerini tıka basa dolduran sahneler , geriye düşünmek için zaman bırakmayan övgüler ,

    ahhhhhh, gözlerinin içine soktukça bunları kafasıyla onaylayıp aslında duymayan taraflarıyla seyreden bülbüller...

    ahhhh , bir atımlık mesafede durarak attığına kendiside inanan felsefeciler ...


    acaba ne zaman böyle sayfalara da gelecekelr !!!!!!


    saygılarımla

    Cevap Yaz
  • Hasan Büyükkara
    Hasan Büyükkara

    Aynur hanımın odaklandığı bakış açısının olayın sıcaklığı ile harmanlandığını düşünüyorum. Ayrıca ortaya koyduğu kıymet hükmüne de katılmakta bir beis olmadığını düşünüyorum. Ama ben bugün elimden geldiğince aykırılık hissedeceğim yıllardır bu yazıda yazılan ve benim de savunduğum düşüncelere..

    Japonlar satış için ( pazarlama yönünden)en ideal malın en geri zekalı tarafından bile kolayca kullanabilen mal olduğunu söylerler..

    Klasik romanlar okuyarak büyüdüm...Ama bugün suç ve ceza, savaş ve barış, Anna karenina , matmazel Norilyanın Koltuğu nu okumuyorsa insanlar,

    Niçin bu böyle diye de sormak lazım..

    Suçlayarak değil , ''devir kötü ''muhabbeti ile değil gerçekten niçin diye sormak lazım?

    Orhan gencebay ın 65 yılı sonrasında birden patlama yaptığı yılları anımsıyorum.. Ciddi kültür kurumları, tiyatrocular ve devlet gencebayla başlayan furyayı kanser gibi görüyordu.. ve inanılmaz bir aforoza tabi tutmuşlardı..

    Ama devletin ve elitin görmediği şu..

    Aslında ben doğarken ölmüşüm diyecek kadar kederli sözlere sahip olan gencebay şarkılarında müzik çıktığı yıllardaki emsal müziklere göre çok hereketli çok oynaktı..

    Kurtuluş savaşı sonrası ve marsall yardımı ile önemli ölçüde refah topluma yansımıştı..

    Örneğin karayolları yapılmıştı ve otobüsler vardı arkasına resminler asmak için

    Nitekim ,kaytan dan kısa bıyıkları ile saygılı ve bir o kadar çapkın bakışlı orhan gencebay resimlerini asmak için fazla vakit kaybedilmedi


    Makber ,veremli kız, ham meyvaydım kopardılar dalımdan gibi uzun hava hoyrat türü hüzünlenmeler ruhumuzu terketmemekle birlikte , hüznümüzün daha ne neşeli bir tonunu seçmek istiyorduk

    Orhan hüzünden sözederken arkada ritm oldukça hareketliydi ..

    Bu aslında sosyolojik anlamda zencilerin sosyal statü kazanmaları ve zenginleşmeleri ile Blues tan jazz a doğru müziklerinin muhtevasında olan değişmeyle özdeş bir durumdu

    TRT benim en çok seyrettiğim kanaldır. Ama çok büyük katma değer kaybı pahasına yapıyor bu fonksiyonu TRT..

    Sonuç olarak sevgili özbek,

    Kolay tüketilen çerezlik abuklu yemiş türü ürünlere doğru gidiyor pazarda iş yapan mal veya hizmetler..

    Peki biçimi böyle ama içeriği çok derin ürünler verilebilir mi

    Herkese hitabeden ama bir o kadar da derin::

    Bazı sesler duyar gibi oluyorum..

    Hem şöfor mahalli olsun hem de ucuz olsun istiyosun sen birader.. bas git buradan

    :)


    Cevap Yaz
  • Ali Aydoğdu
    Ali Aydoğdu

    yeşil yol filmi derin izler bırakmıştı bende,

    gerçi amerikan reklamperesti filmler ile kaplanmışken dünya , konusu üzerinde düşünmeye iten filmleri çok az buluyoruz bu devirde...

    .... son zamanlarda türk sinemasıda güzel örnekler vermeye başladı bu arada ...

    gerek ''beyza'nın kadınları '' gerek ''gen'' ilgiyle izlediğim filmlerdi ...

    umarım karşılaşırım bahsettiğin film ile ..


    tşk

    Cevap Yaz
  • Meliha Yüceaktaş
    Meliha Yüceaktaş

    Aynur Hanım

    yıllar önce anlattığınız filmin konusunu okumuştum bir yerlerde ...

    siz yazınca hatırladım.....

    filmin sonunda duygularınız altüst oluyor diyordu yorumcu...

    idam cezasına karşı bir filmdi sanırım...

    ama

    bir de ( yeşil yol ) filmi var dı ki evlere şenlik sanki idam cezasını şirin göstermeyi amaçlıyordu ...

    zenci mahkum kendi isteği ile elektirikli sandalyeye gidiyordu filmin sonlarında...

    keşke(öldürme üzerine ) filmini izleyebilseydim...

    umarım tekrar yayınlanır...

    teşekkürlerimle...

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (4)

Aynur Uluç