Yaprağım kurumuş, dalım kurumuş;
Soldu mu sandınız yoksa siz beni.
Toprağım kurumuş, çalım kurumuş;
Öldü mü sandınız yoksa siz beni.
Kapılar kapatıp yüzüme karşı,
Yokuşlar verdiniz düzüme karşı,
Hep karşı çıktınız sözüme karşı,
Öldü mü sandınız yoksa siz beni.
Şu kara bahtımın yazısı gibi,
Gönlümün dinmeyen sızısı gibi,
Sanki birileri bazısı gibi,
Öldü mü sandınız yoksa siz beni.
Yaz diye hazanı verdiniz bana,
Tasanız banaydı derdiniz bana,
Ölmeden kefeni sardınız bana,
Öldü mü sandınız yoksa siz beni.
Gün gelir yaşımı silerim elbet,
Gün gelir dişimi bilerim elbet,
Çok değil yakında gülerim elbet,
Öldü mü sandınız yoksa siz beni.
Yitirmedim hala aklım başımda,
Alın terimde var helal aşımda,
Kimsesiz kaldımsa bu genç yaşımda,
Öldü mü sandınız yoksa siz beni.
Düşmanla savaştım yenildim dosta,
Hep çırak çalıştım olmadım usta,
Sarılıp yattımsa bir kuru posta,
Öldü mü sandınız yoksa siz beni.
Elimi yıkadım akıttım kiri,
Herkesten sağlamım herkesten diri,
Soruyorum dostlar gelmişken yeri,
Öldü mü sandınız yoksa siz beni.
Kayıt Tarihi : 6.10.2007 20:20:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!