Ölçülü Uyum Şiiri - Önder Karaçay

Doğa sadece insana değil tüm canlılara emanet bir güzelliktir.

Doğaya ve diğer tüm canlılara zarar veren insandan başka us ve duyunç farkı olmasına rağmen başka bir canlı olmadığı için doğanın hışmına uğrayarak en büyük bedeli de insan ödemektedir.

Hiçbir gücün ve yetkinin doğadaki o güzelliği bozmaya hakkı yoktur.

Suçlu devlet değil, devletin doğanın hakkını korumadan yönetilmesine izin vermek suçtur.

Güzelliği korumak estetik kaygı ve ahlak gerektirir.

Ucube betonlar çirkinliği ve bu betonların üzerimize doğanın bir öfkesi ile çökerek mezarımız olması dünyada doğanın güzelliğini hadsizlikleri ahlaksızlıkları ile eşit boyutta bozulmuş olan ziyniyetlere aittir.

Doğa korunduğu ölçüde güzeldir.

İnsan kendi doyumsuzluğuna sahip çıkabildiği ölçüde haklıdır.

Dünyada güzelliği doğaya uygun ölçülü uyum yaşatır.

Doğada ki güzelliğe kıyan, cana kıymaktan çekinmez!

Doğaya kıyanlara biz kıymaz isek doğa bize bu bedeli ödetecektir.

Bizim kültürümüzde beton yok otağ vardır.

Otağ ne doğayı çirkinleştirir, ne insanı doyumsuzluğun peşine takar ne de doğal bir felakette bir cana zarar verir.

Otağı ortadan kaldırmak ve başka bir yere taşımak çok kolaydır. Otağ ile doğa olduğu gibi korunur.

Otağı yeniden yaşam alanı ve evimiz yapma anlayışını geliştirmek gerekir.

Önce beton zihniyetinden kurtularak.

Özel mülkiyet bütün enkazların sebebidir.

Geçici olduğumuz yerlere kalıcıymış gibi tabu çıkarmak, miras peşinde koşmak gibi ahlaki sorunları aşabilir ise insanlık bu ölümcül yolculuğunu biraz huzurlu geçirme olanağı da bulabilir.

Dünyaya kazık çakmak gibi şeytani bir amacın peşinde olduğumuz için bu yıkımın altında kalıyoruz.

Deprem gibi bir felakete karşı aynı yöntemle çözüm arayışını anlamak mümkün değildir.

Bu görgüsüz yaşam tarzını terk etmediğimiz müddetçe dünyada hiçbir güzellik bırakmayan son vahşiler olarak tarih olacağız.

Eğer dünyanın üzerinde yaşayanlar bu vahşi anlayışa bir son vermezse doğa insana üzerinde yeni bir yaşam olanağı vermeyecektir.

Doğadan, güzellikten ve ahlaklı yaşam anlayışını benimsemekten yanadır bu koşuk.

Bir ömrü bir ev sahibi olmak için geçirme kararlılığı o ömrü o evde geçirmeden mezarı oluyor ve başkaları bir ev değil yüzlerce binlerce ev sahibi olabiliyor ve onların hiçbir evi kendilerine mezar olmuyor ise zaten bu adil olmayan paylaşımın ürettiği ahlaksız sonucun asıl yıkım sebebi olduğunu önce anlamak ve bertaraf etmek gerekir.